LEŞ DİZİ İZLİYORUM: SIRILSIKLAM

LEŞ DİZİ İZLİYORUM: SIRILSIKLAM


Play Tuşu'nun Küçük Gururla Sunduğu Leş Dizi İzliyorum Serisinin ilk Konuğu Sirilsiklam Oldu


Play Tuşu’nun büyük gururla sunduğu “Leş Dizi İzliyorum’da Bu Hafta” köşesinin ilk yazısına büyük hoş geldiniz. Adından da bir bok anlaşılmayacağı üzere bu köşemizde haftalık izlediğimiz bir bölüm leş dizinin okumasını Tuna Erdem’den öğrendiğimiz film grammar, Freud’dan öğrenemediğimiz psikanaliz ve büfe işleten Taşkın Abi’den bizlere geçen esnaf mantığıyla kotarıyor olacağız.

 

 

Bir ufaklık rakıyı güzel edip, youtube’dan “İbrahim Erkal Karışık Playlist” açarak başladığım bu ciddi araştırma yazımda, sizlere değerli türkücümüzün “Sırılsıklam” isimli korku-dram dizisinin birinci bölümünden (S01 x E01) kesitler, örnekler, benzetmeler ve iç dağlayan önemsiz detaylar sunacağım.

 

Sırılsıklam dizisi protagonistimiz İbrahim (Erkal)’in evinde başlar. Flash TV estetiğindeki oturma odasına dalan ufaklık, sette yönetmenden ve annesi babasından yediği azarın da gazıyla Erkal’ın kucağına atlar, esahtan babası gibi sever. İlk dizisi olmasının da verdiği heyecanla oyunculukta döktürmeye kararlı olan türkücümüz, şanssız çocuğu İsmail YK’nın onaylayacağı bir şappır şuppurla öperek 70 milyona senaryo gereği kızını ne kadar sevdiğini kanıtlar. Daha sonra salona giren Erkal’ın karısı, kızını alıp okula götürmek üzere evden çıkar. Evde on saniye yalnız kalan Erkal hemen cama koşar, yalnız kalmaya alışık değildir, alışık olmadığı şey onu rahatsız etmektedir (burada Freud’un 1919’da kaleme aldığı The Uncanny’i okumanızı öneriririm, yoksa biraz zor anlaşılıyor sekanstaki tekinsizlik).  

 

 

Pencereye el sallamaya çıkan Erkal ne görse beğenirsiniz? Kızı ve karısının bulunduğu arabanın havaya uçmasını, evet yanlış duymadınız havaya uçmasını. Adını sanını duymadığımız yönetmenin bu açılış sahnesiyle, Martin Scorsese’nin yönettiği 1995 yapımı Casino’dan etkilendiğini hayretler içinde görüyor ve adını sanını duymadığımız yönetmene derinden bir sevgi beslemeye başlıyoruz. Türkücünün karısının bombalandığı açılış sahnesiyle insanı avcunun içine alan, heyecandan Emine Ün google’latan, “ne ruh hastası bir senaryo lan bu” dedirten büyük bir prodüksiyon olarak dizi tarihimize altın harflerle adını yazıyor Sırılsıklam.

 

Hooop: 150 sene yaşasa yine de kel kalmayacak saçadam İbrahim Erkal’ın çocukluk haline dönüyoruz. Buradaki zaman kırılmasıyla yönetmen, fabula ve syuzhet ilişkisinin ağzına sıçıyor. Film öğrencilerinin dikkatine; aman analiz etmeye çalışmayın, beyin iptaline gidebilirsiniz.

 

İbrahim’in ailesi tabii ki de fakirdir. Balıkçı olan babasıyla mutsuz na-mesut, köyde bir göz odada yaşamaktadırlar. Allahın gerizekalısı İbrahim tabii ki de gidip köyün ağasının kızına aşık olur, kız da ona aşıktır. Hani İbrahim’i anlıyoruz çünkü fakir, ekmek yemekten kafa düzgün çalışmıyo da, e be ağa’nın kızı, sen niye aşık oluyorsun İbrahim’e diye sormadan koltuğunda rahat duramıyor seyirci. Neyse aşk bu diyip geçiyoruz. Bu arada ilk on dakikada Mine (asalak kız) İbrahim’e olan aşkını bir kara kalem portreyle taçlandırıyor, bu süper dandik portre “collector’s item” olarak ebay’de büyük paralar edebilir, buradan Sırılsıklam dizisinin prodüksiyondan sorumlu amirlerine sesleniyorum, bu fırsatı kullanın, hayranları sevindirin.

 

 

Gelelim köye, taş yürekli ağanın yereller arasında bir lakabı vardır: Gavur Ağa. Neden? Çünkü çok zalim. Neden? Çünkü ortazekalı köylüler daha yaratıcı bir lakap bulamamışlar, gavur işte. Neyse bu Gavur Ağa İbrahim’i paso dövüyor, kızından uzaklaştırıyor, babasını da milletin önünde eziyor filan, şerefsizin önde gideni sizin anlayacağınız.

 

Normal köy dizisi kıvamına 11 dakika dayanabilen Sırılsıklam dizisinin rahatsız senaristleri “ulan kimse bişi demiyo nasosa, az uçak la” diyerek senaryoda mantık iptaline gidiyorlar.

 

“İç – Askeri Otobüs – Gece” ile başlayan yeni sahnemizde Tanju Çolak’ın botox’lu hali gibi karşımıza çıkan antagonist azılı bir suçludur. Ne suç işlemiş bilmiyoruz, The Dark Knight’daki Joker gibi gizemli bir “villain”a sahibiz sizin anlayacağınız. Askeri otobüsün kaza yapmasıyla İbrahim’in köyüne sığınan Tanju (adı yok bu karakterin, ben artık Tanju diyeceğim bu adama) kendisine zeki, yürekli, saçlı bir minik dost edinir. İbrahim’le hangi mantık üstüne kurulduğunu bir türlü çözemediğimiz bir ilişki içinde olan Tanju’nun peşinde jandarma, asker, FBI, ne ararsan vardır. İbrahim arkadaşı mapusa düşmesin diye onun kaçmasına mal gibi ön ayak olur. Tanju’nun sırra kadem basmadan söylediği cümle ise 42 dakika süren ilk bölüm boyunca kulaklarımda çınladı, sizin de çınlasın isterim: “İbrahim, al bu babamın uğurlu kolyesi, bana hep uğur getirmedi”.

 

Bu sırada Mine aşktan tutuşmaktadır. Tutuşuk Mine, İbrahim’e doğum günü hediyesi olarak flüt gibi birşey alır. “Bak bu çalacağım melodiyi hiç unutma” dedikten sonra flüt gibi birşeyde hisli hisli Sırılsıklam şarkısını çalmaya koyulan İbrahim bütün Family Guy seven izleyenlere “Ha, he said it” dedirtir. Bu arada 20.50’de üstünde olan XXXL gömlek, Tarkan’ın Öp klibinde giydiği XXXL donun amcaoğluymuş, bu eğlenceli bilgiyi de vermeden geçemeyeceğim.

 

Flüt gibi birşeyin verdiği gazla dans etmeye koyulan Mine ve İbrahim’in bir sağa bir sola giden bacaklarını gördüğümüz sahne nasıl değişir bir tahmin edin? Evet o ayaklar büyür, gerçek insan boyutu olur ve insan boyutunda Mine ve İbrahim karşımıza çıkar.

 

Gerçek İbrahim hacimli saçlarıyla dikkat çekerken, Gerçek Mine uzaktan gideri var gibi gözüküp, yaklaşınca andavala çalan silüetiyle dikkat çekmiyor. Mine’yi gideri var haliyle izlemeye devam etmek isteyenler youtube ekranını büyütmesinler, ufak ufak izlesinler, hatta cep telefonundan izlerseniz taş gibi bile oluyor Mine.

 

30. Dakikayı devirirken anlıyoruz ki (“yuh, 30 dakika bunu mu izledim ben” diye insan düşünmüyor değil) Mine’nin bir de belalısı var. Görgüsüzlükten Ali Ağaoğlu’nu bile kıskandıracak bir karaktere sahip olan belalının adı Tunç Bey’dir ve Tunç Bey de Gavur Ağa gibi şerefsizin önde gidenidir. Koskoca İbrahim Erkal’dan korkmayarak kızın ofisine 30 40 buket çiçek yollatması ve kızın yemek yediği restoranda masasına beyaz şarap göndermesiyle de ayı oğlu ayılığını cümle aleme kanıtlayan Tunç Bey, ne alaka olduğunu çözemediğim beyaz şaraptan oluşan içki seçimiyle de yol yordam bilmediğini bütün restorana kanıtlıyor. Ben bir bölüm izledim bana yetti, bu Tunç denen şerefsiz çok canlar yakacak dizide, demedi demeyin.

 

 

İbrahim ve Mine aşkına gelince, yüzyılın en dandik aşkı bütün hızıyla devam etmektedir. Sahilde çay içmeler mi diyim, okul çıkışında buluşmalar mı diyim, çılgın bir ilişki yaşıyorlar gençler. Bu arada Mine’nin ilkokul çıkışına giderken giydiği bir konsomatris kılıklı elbise var ki, nerden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum. O küçük çocukların bilinçaltlarının anasını avradını belliyor kıyafetiyle diye özetliyorum ve Sırılsıklam’ın bir diğer kötü adamını tanıtıyorum.

 

Metin bizim İbrahim’in askerden arkadaşıdır ve şu kaderin cilvesine görün bakın ki Türkiye’deki binlerce güzide köyden İbrahim’in köyüne işi çıkmıştır da gelmiştir. Babası müteahhit olan Metin tabii ki de pis bir zengindir. Frank Ocean’ın Super Rich Kids şarkısında bahsettiği insan ahanda bu Metin denen şerefsizdir. Evet yanlış okumadınız, Metin de dizinin şerefsizler kontenjanındadır. Dev bölüm finaline yaklaşırken, 38.14’te Metin’in Mine’yi görüp bilenmesi üzerine İbrahim’in de Metin’e bilenmesi muhteşem bir “vicious circle” oluşturarak sonun başlangıcını fişekliyor.

 

Sonlara doğru rakı balık keyfi yapan kadim asker arkadaşları “ya Urfalı vardı hatırladın mı?”, “onu boşver de amma azar yemiştik teğmenden onu hatırladın mı?” gibi iğrenç bir muhabbetle mide bulandırmayı ışık hızında başarıyor. Bu sekansta İbrahim Erkal’ın rakı içtiği sahneyi ünlü oyuncu koçu Stanislavsky’e izletsek heralde oyunculuğuna 10 üstünden 10’u zerre düşünmeden verirdi yaşlı kurt.

 

Rakının verdiği pis gazla köy disco’suna (evet böyle bir lokasyon var dizide) giden Uygur Kardeşler’den bir tık daha az itici ikili Metin & İbrahim, felekten bir gece çalmaya and içmişlerdir. 90’ların olmazsa olmazı mini parlak elbiseler içinde çok az seksi kızlar ve siyah atletli yılan abilerin göze, Ricky Martin’in undostresmupassitoparlanteMaria şarkısının ise kulaklara hitap ettiği köy disco’sunda ağır abaza Metin iki tane leş kız bulur. İbrahim mırın kırın etse de sarışın ablanın yanına oturur ve olaylar gelişir. Sürreal disco’da sarışın ablanın İbrahim’e işve yaparak “umarım senle iyi anlaşırız” demesiyle dizinin pilot bölümü sonlanır. Artık top İbrahim’dedir. Acaba İbrahim sarışın ablayla aşk yapacak mıdır? Acaba İbrahim Mine’yle aşk yapacak mıdır? Acaba Tunç Bey Mine’yle aşk yapacak mıdır? Acaba Metin Mine’yle aşk yapacak mıdır? Acaba sarışın abla Mine’yle aşk yapacak mıdır? Bu ve bunun gibi soruların cevabı Sırılsıklam Blu-Ray Box Set’te gizli, satın alırsanız öğrenirsiniz.

 

İyi seyirler.