YAK O FACEBOOK’U VOL. 1

YAK O FACEBOOK’U VOL. 1


Allaha Yakin, Bize Uzak Olun


Başkası adına üzüldüğümüz, utandığımız ya da vay arkadaş dediğimiz anlar olmuyor mu? Oluyor; olmuyor diyorsanız size randevu alacağız, gamsızlık masasından ekipleri peşinize takacağız. Ya da sizin adınıza da üzüleceğiz, utanacağız ya da vay arkadaş diyeceğiz.

 

Özellikle Mark Zuckerberg’in başımıza ördüğü çorap Facebook’da bu tip anları fazlasıyla yaşayabiliyoruz. Sosyal medyanın içine sevgili, eski sevgili, boş beleş insan, dayı-amca-teyze şeytan üçgeni gibi insanların girmesiyle zirveye vuran bu anları, bazen farkında olmadan kendimiz de yaşatabiliyoruz.

 

Nedir bu anlar, nerede durmalı, nerede gülmeli, nerede ağlamalı, nerede sinkaflı cümleler kurmalı? Gelin bir liste oluşturalım ve bu listede yer alanları dünya ahiret yapmayalım, yapanları da uyaralım. Ya da iyisi mi gülüp geçmeye devam edelim. Elinizi vicdanınıza koyun ve kararı siz verin.

 

 

 

SÜREKLİ MÜZİK VİDEOSU PAYLAŞAN İNSAN (AKA Seyyar Youtube)

 

 

Müzik ruhun gıdası, onda hemfikiriz. Yoksa burada işimiz ne? Biz de yeri gelince kimi zaman gaza gelip, kimi zaman ise “mesaj” kaygısıyla şarkı paylaşıyoruz. Lakin bazı arkadaşlar, günde ortalama 20 video paylaşarak, sanki SSK-Yol-Prim karşılığı mesai yapıyormuşçasına timeline’ımızı Youtube’a çevirebiliyor. Reçeteli gibi günde üç doz Oya-Bora paylaşanın iticiliği mi dersiniz, her gün The Smiths – There is A Light That Never Goes Out paylaşanın yarattığı double decker bus’ımızın direksiyonunu üstüne kırma fantazisi mi dersiniz; bu liste uzar gider. Hayır; paylaşma demiyoruz. Paylaş ama adabıyla paylaş arkadaş.

 

 

 

PROFİL FOTOĞRAFININ ALTINA YORUM ATAN AKRABA, EŞ DOST (AKA “Benim Güzel Yeğenim” Teyze/Amca)

 

 

 

Zümrüt Foto’dan çektirdiğimiz yıllık fotoğraflarından sonra en sevdiğimiz şey mayolu-portre-yarı çıplak facebook profil fotoğraflarımız olabiliyor. Çoğu zaman büyük bir hevesle yüklüyoruz bunları. Derken muhtemelen en az 100 like garantili bu fotoğrafın altına yuva yapan teyze-hala-amcanız; malum yorumu atarak, fotoğrafın kısmetini kapıyor. “Benim canım kızım”, “Şuna bak ya koca kız olmuş, halasının güzeli”,  "Dünyalar yakışıklısı yeğenim benim” ve daha bir sürü şey.

 

Bunun karşılığında yapabildiğimiz tek şey ise içimizden bolca saydırdıktan sonra; ya görmezden gelmek, ya da yorumu zoraki bir şekilde like’lamak oluyor. Yoruma cevap olarak : ) veya “Teşekkürler halacım or amcacım” demek ise içinde bulunduğumuz durumda alternatif tıbba yönelmek gibi bir şey.

 

 

 

SINGLE’A DÖNEN RELATIONSHIP STATUS’Ü LIKE’LAYAN İNSAN (AKA Sana karşı boş değilim)

 

 

Bizim aşka olan inancımız kalmadı hiç. Ama inanana da saygımız sonsuz. Kendilerine gerçek hayatta olsun, sosyal medyada olsun bol şanslar diliyoruz. Lakin işin sosyal medya kısmısı ayrı bir hadise.

 

2-3 yılını beraber harcamış güzide bir çift düşünün. Ay ne kadar yakışıyorlar, şu işin adını artık bir koyun dediğiniz cinsten bir çift. Hayat bu ya; günün birinde ayrılıyorlar ve facebook relationship status single’a dönüyor. Derken bu işlemin birkaç dakika ardından, bazı akbabalar like butonuna basıyor. E be köylü kızı, e be foolish casanova; bu ne yüzsüzlük.

 

Bu like demektir ki; sana karşı boş değilim, bu like demektir ki “YANIYOM”, bu like demektir ki seninle ortopedik yatakta bir şeyler konuşmak istiyorum (anladınız siz). Karda yürü izini belli etme bari arkadaş.

 

 

 

COVER PHOTO’SUNU KENDİ FOTOĞRAFI YAPAN İNSAN (AKA Sen kapak kızı olayını bayağı yanlış anlamışsın)

 

 

Cover photo olayı geldi geleli çok türlü fotoğraflarla karşılaşır olduk. Helvetica sponsorluğundaki Tumbr özlü sözü mü dersiniz, en sevilen filmlerden kareler mi dersiniz, AMK gazetesini bile kıskandıracak Cristiano Ronaldo fotoğrafı mı dersiniz; bunların hepsi ve hiçbiri farklı farklı varyasyonlarla karşımıza çıkıyor. Hepsine OK, hepsinin mantıklı izahı vardır bir şekilde. Kimi o şekil, kimi bu şekil sever sonuçta.

 

Mantıklı izahını kabul edemeyeceğimiz, zevkler ve renkler tartışılmaz kalıbının yıllık izne çıktığı şey ise bir insanın cover photo’ya da kendi resmini koymasıdır. Bazen öyle fotoğraflar karşımıza çıkıyor ki, salgılanan IQ’su düşük kendisi yüksek ego miktarı yüzünden ellerimizi yavaşça indirip teslim olasımız geliyor. Profilinin Hürriyet Kelebek Eki veya Şamdan kapağından hallice bir kıvama geldiğini fark edemeyen kullanıcılara allahtan akıl fikir diliyoruz; o sırada da kendimize çay demliyoruz.

 

 

 

TIMELINE’I SİYASET MEYDANI’NA ÇEVİREN İNSAN (AKA Facebook bağımsız milletvekili)

 

 

Ülke gündeminden kaçmanın imkanı yok malumunuz. Özellikle konu siyasetse, sosyal medya çoğu zaman bir Siyaset Meydanı halini alabiliyor. Sonuçta kara haber çabuk yayılıyor, iyi haber ise sevinçten ters takla attıracağını bildiği için çok hızlı koşuyor.

 

Lakin bazı Facebook bağımsız milletvekili arkadaşlarımız paylaşımın dozunu bazen fazla kaçırabiliyorlar. Akıllı uslu, yerli yerinde paylaşsalar tek başına iktidar olabileceklerken, karşılarına alabilecekleri en büyük muhalefetin oluşmasına önayak oluyorlar.