SZIGET FESTİVALİ İDMAN YURDU

SZIGET FESTİVALİ İDMAN YURDU


Budapeşte Bir Kardeşlik Türküsüdür


Sziget, Macarca'da fırsat, dostluk ve kullanıldığı cümleye göre kardeşlik demektir. Gündelik robot/zombi karması hayatlarımızdan paralel evrene geçerek soluk alabildiğimiz festivallerin en kıdemlilerinden biri olan Sziget Festivalini öveceğiz bugün sizlere. Budapeşte zaten lokum gibi bir şehir ve hala mega-ucuz kalabilen Avrupa başkentlerinden biri olarak gönlümüzde her zaman farklı bir yerdedir. Doğu Avrupa'nın kasvet tandansından uzakta yer alması da pastanın üstündeki kremadır. Bunun üzerine çilek olarak da her yıl yaklaşık 400.000 deli dolu ziyaretçisi olan bir festivali eklediniz mi, artık o şehir tadından yenmez. 

 

 

Festivaller yurdumuzda line-up’lar üzerinden pazarlansa da, dünya çapında olay biraz da 'festivities' dediğimiz konserler arasıdaki minik, tatlış eğlenceler ve kaynaşma, qanqa olma ve qanqanın bir iki adım ötesi olma paketleriyle bambaşka boyutlara varmaktadır. Sziget zaten bu konuda yıllardır iddialı bir organizasyon ama açıkçası bu yılki line-up’ları ile de taraflı tarafsız tüm teknik ekipten geçer not almakta.

 

Kimler yok ki bu yılki programda? Hemen baştan söyleyeyim İdo bu yıl da yok. Başka bir festivalde çaldığından programı çakışmış ve bu yıl da aramızda olamayacakmış. Ama kimler var dersek, öncelikle bir ilk on bir yaparsak işler kolaylaşır.

 

Sziget İdman Yurdu Muhtemel İlk 11

 

Queens of The Stone Age : Adam gibi adam Josh Homme ve sıra arkadaşları.

 

 

OutKast : Hey Ya, Hey Ya diye bir şarkıları vardı hani, bal-kaymak gibi bir ikili.

 

 

Darkside : Nicolas Jaar’ın Çikolata Fabrikası.

 

 

The Prodigy : Son albümler biraz patatesleşse de ekmekli ekmeksiz her zaman giderli.

 

 

Manic Street Preachers : Allahım ne olur son albümlerden değil, Holy Bible’dan çalsınlar dediğinizi duyar gibiyim.

 

 

Madness: Athena’nın iyi olanı.

 

 

Jake Bugg: Miles Kane Junior.

 

 

Miles Kane: Miles Kane Senior.

 

 

Klaxons: Atlantis’den Interzone’a kadar yolunuz var.

 

 

Bonobo: Moderat yoksa Bonobo verelim.

 

 

Blink 182 : Punk dünyasının komedi dans üçlüsü.

 

 

Korn: Çok bağırıyolar, ne düşündüğümüzü duyamıyoruz ama iyi grup.

 

 

Skrillex : En garip danslara burada şahit olacağımıza dair üst oynarım.

 

 

Liste 11'i geçti ama daha neler neler var?

 

Placebo, Calvin Harris, Deadmau5, Lily Allen, Cee Lo Green, NOFX, The Bloody Beetroots, Kelis, Band of Skulls, Jimmy Eat World, Wild Beasts, Bastille, The Kooks, London Grammar, Bombay Bicycle Club, The 1975, Crystal Fighter, Palma Violets, Kavinsky, Mount Kimbie, Jagwar Ma diye liste sonsuzluğa doğru uzanmakta. 

 

 

Herkes kendi kadrosunu yapıp gelsin, en güzel listeyi yapan üç kişiye sınırsız hiçbir şey yarışmamız tüm hızıyla sürüyor.

 

"Biraz da festival ortamı şenliklerini övsene" dediğinizi duyar gibi olup sıralıyoruz…

 

Sziget Art Zone: Macaristan’ın Cihangir'i, Galata'sı hep burada toplanmış diyebiliriz.

 

Sziget Beach: Deniz de var. Festival bileti, Çeşme’de iki kere taksiye binseniz aynı paraya denk geliyor zaten.

 

Sziget Eye: Bildiğin dönmedolap işte ama çok güzel dönüyor.

 

Campfire: Sahilde gitarla Fabrika Kızı çalanlar mı istersin, Capoeira dansı yapanlar mı neler neler…

 

Luminarium: Chill-Out zone. Ünlü bir Türk düşünürün dediği gibi Sziget yan gelip yatma yeri değildir.

 

 

Evet biz övmekten yorulduk, siz  okumaktan yorulmadınız ama bir festival idman yurdunun daha sonuna geldik. Bizim her yıl kişisel favorimiz olan 3 Avrupa festivali (İngiltere saylanmaz) vardır. Barselona Primavera, Amsterdam Lowlands ve Budapeşte Sziget. Bu üç festivalin müzikleri ve ortamı hep başka güzel olmuştur bizim için. Sziget genelde line-up’tan çok eğlencesi ve ortamı için gidilen bir festival olarak bilinse de; bu yılki festival programına laf söyleyenin de ağzına kürekle vururlar artık. Biz tüm hazırlıkları yaptık festivale hazırız, artık Macarlar düşünsün.

 

PS: Bu arada Sziget Macarca'da ada demek; aman dostluk, kardeşlik falan diye kullanmaya kalkmayın oralarda, rezil etmeyin bizi.