GECENİN KAZANDIRAN ALTILI KUPONU: OSCAR ÖDÜLLERİ & KAZANANLAR

GECENİN KAZANDIRAN ALTILI KUPONU: OSCAR ÖDÜLLERİ & KAZANANLAR


Garanti kupon, plase kupon, fırsat kupon, kırmızı halı kupon...


GÜNCELLEME: Altı maç verdik, altısı da tuttu. Play Tuşu ile kazanacaksınız. Oscar kazananların tüm listesi haberin altındadır.

03.58, 04.00, 04.05 gibi absürt saatlere alarm kurulan gün geldi çattı. Yüzde doksanımızın o alarmı duymayacağı, “Kesin sabahlıyoruz bak gör.” deyip 01.15 sularında sızacağı gece, şöyle bir tutması muhtemel / şahsi / ah keşkem altılı ganyan bülteni çıkartalım dedik. Görsel olarak da hip bir bülten mi yapsak, pisleşip ganyan bayi estetiğiyle kasvete çivileme mi atlasak derken pop-up kitap fikrimiz ortaya çıktı.

Öncelikle neden “Altılı”?

Altılı, çünkü “Valla açıkçası bu filmden bir bok anlamadık ama güzel filmmiş galiba” Oscar’ı bile verilecek kadar fazla kategori var. Bir yerden sonra insan, sonu gelmeyen kategoriler için tahmin yürütürken ambale olabiliyor. Hızını alamayıp yazın, Norveç İkinci Ligi’ne iddia oynayan dayılar gibi sallamak istemedik, 24 kategoriden 6’ya indirdik. Bu 6 kategori de zaten en çok ilgi çeken kategoriler. Bu ödülleri Akademi zaten sona bırakmayıp gecenin başında açıklasa, 04.40’ta herkes paşa paşa uyur, ertesi gün işe sabahın köründe yakalanan El Kaide lideri Halid Şeyh Muhammed kılıklı gitmezdi diyor, geceye özel tasarladığımız pop-up kitabımızdan görsellerle birlikte bültenimize geçiyoruz.

En İyi Film Adayları: Birdman, Boyhood, The American Sniper, The Grand Budapest Hotel, The Imitation Game, The Theory of Everything, Whiplash, Selma

İdeal Kupon: Birdman 1.45

Şahsi Kupon: Birdman 1.45

Ah Keşkem Kupon: The Grand Budapest Hotel 51.00

Oscar öncesi bütün ısınma turlarını herkese tur bindirerek tamamlayan Boyhood ve Birdman, eğer Akademi son dakikada bir maceraya atılmadığı sürece büyük ödülü kazanacak iki filmden birisi. Akademi zaten şebeke suyuna tiner karıştırılmamışsa, hayatta böyle bir şey yapmaz, kim favoriyse o alır. Büyük geceye 144 ödülle gelen Boyhood, 154 ödülle bir tık önünde koşan Birdman’le bütün gece boğuşacak gibi duruyor. Birdman de Boyhood da, iki farklı disiplinden gelmiş yönetmenin, kariyerlerinde en çok uğraş verdikleri projeler olarak sonsuz saygıyı hak eden filmler. Şanssızlıkları aynı seneye denk düşmeleri, mesela bir Shakespeare in Love senesine düşselerdi, iki film de 10 dalda Oscar’ı sarıp eve götürebilirdi.

Diğer 6 adaya dönersek; fanatik sinefillerin yere göğe sığdıramadığı The Grand Budapest Hotel, bence de yere göğe sığdırılamayacak bir film. The Darjeeling Limited’dan sonra vites küçülten Futura bağımlısı yönetmen, 7 sene boyunca iyi bilenmiş olsa gerek, bu sene bölüm sonu canavarı gibi bir filmle izleyicinin serotonin oranını tavan yaptırdı. Şansı? Diğer beş film gibi şansı maalesef hiç yok.

Bir başka aday The Imitation Game’in dev patatesliğinin faturasını, Çiçek Taksi’den hallice senaryosunu yazan ekibe kesmek lazım. Öncelikle Alan Turing de Nikola Tesla gibi Wikipedia’da bir düşünce çıkılamayan bilim insanlarından… Wikipedia’yı bitirenler genelde birkaç otobiyografi ve belgeselden sonra konuya iyice hakim oluyorlar. Konuya hakim ol veya olma, film yüzeysellikten geçilmiyor. “Savaş çıksın, sonra çok çok zeki olduğu belli olsun bu Turing’in, sonrasında alet yapsın ama kimse inanmasın, sonra ekibi de bunu sevsin, sonra az biraz gey olduğundan bahsedip hemen kapatalım o konuyu, sonra alet çalışsın, sonra savaşı kazanalım falan işte…” olarak kotarılan senaryoya bir de bütün film baston yutmuş gibi dolanan Keira Knightley’nin gözlere kötü giden bir lazer operasyonunu hatırlatan performansı eklenince, bu film nasıl Oscar adayı oldu diye insan gerçekten hayret ediyor. Bir diğer “Of felaket zeki bir adamın filmini yapalım, hem iyi para kazanırız, hem tonla Oscar alırız.” projesi olan The Theory of Everything de bir şeyler anlatıyor ama sanki doğru şeyleri anlatmıyor. Anton Corbijn’la çalışan Benoit Delhomme’un kusursuz sinematografisi, filmi The Imitation Game’den daha izlenir kılarken, ne Stephen Hawking’in teorileri, ne de düşünce yapısı tam anlatılmadığından dolayı filmden “Ne yapmış tam anlamadık ama olsun…” diyerek ayrılmamak çok güç. Yaşayan en ünlü ateistlerden Hawking’in atlattığı badireleri gördükçe; “Öldürmeyen allah öldürmüyor.” gibi bir teyze cümlesi kurarsanız film güle oynaya akıyor. Bir diğer güldürüp sinrinizi bozacak ayrıntı da, hastalığı ilerledikçe Hawking’in filmde Godfather gibi konuşmaya başlaması…

Gelelim kasap, manav, davulcu, profesör fark etmeksizin herkesin bayıldığı Whiplash’e… Whiplash, kağıt üstünde değerlendirdiğimizde bence her şeyi 6/10 olan bir film… Fakat, Türk milleti olarak hayatımızın her kısmında bize salça olmuş bir J.K. Simmons karakteri olduğundan, travmalı bir halk olarak filmi yeni transfer edilmiş yabancı futbolcu gibi havaalanında karşılayıp, bağrımıza bastık. Tom Cross’un olağanüstü kesimiyle birlikte normalde sıkışık bir Gayrettepe trafiği gibi gitmesi gereken aheste film, bir anda Nascar yarışı hızına yükseliyor ve seyirci nefes alamadan film bitiyor. İnsan psikolojisinin mikro sayılacak bir başarı için yerle bir edilip, yeniden inşa ediliş sürecini çok çok iyi bir oyunculukla, New York’ta geçirip, örgünün içine caz kumaşı atarak yapınca tabii ki de kazanan formül yakalanmış oluyor. Aslında iyi bir indie film olması gerekirken, bir anda “Öyle böyle etkilenmedim, yuh, bu filmi yapanın allah belasını versin.” mertebesine bir gecede ulaşan film, bence bir 10 sene sonra The Usual Suspects gibi abartılmış-kült-filmler mertebesine erişecektir.

Diğer iki film Selma ve The American Sniper, paket olarak sunulan kategori filmlerine girdiklerinden, Akademi’nin Amerika kartını oynayarak ayıp olmasın diye ilk 8’e aldığını varsayıyorum.

En İyi Yönetmen Adayları: Alejandro Gonzalez Inarritu – Birdman, Richard Linklater – Boyhood, Wes Anderson – The Grand Budapest Hotel, Bennett Miller – Foxcatcher, Morten Tyldum – The Imitation Game

İdeal Kupon: Alejandro Gonzales Inarritu 1.67

Şahsi Kupon: Richard Linklater 2.10

Ah Keşkem Kupon: Wes Anderson 41.00

“Whiplash yapmak” diye bir terim artık lugatımızda var. Psikolojik, düz, dayaklı baskı yaparak iyi performans göstermeyen birini zorlaya zorlaya yukarıya çekmeye deniyor. Biraz daha bizim topraklardan bir örnek vermek gerekirse Fatih Terim Yapmak da diyebiliriz buna… Baskıcı olmamakla birlikte, oyuncusunu Whiplash yapmadan, en sağlıklı şekilde yukarıya çıkartıp, gerçek potansiyelini keşfetmesine yardımcı olan bir yönetmen Richard Linklater. 1993 yılında Dazed and Confused’la yakışıklı kütük Matthew McConaughey, 2003 yılında School of Rock’la dünya iticisi Jack Black ve 2011 yılında Bernie ile artık toprak kokan Shirley MacLaine’i taş gibi oynatabilen Linklater, kariyeri boyunca takıntılı bir şekilde Ethan Hawke’ın yakasındaydı. Yakasından düşmediği Ethan Hawke, başka projelerde averajlığın kitabını yazsa da, işin içine Linklater girdi mi bambaşka oyuncuya dönüşüyor.

Hawke, Patricia Arquette, Ellar Coltrane ve kendi kızını da dahil ettiği 4 kişilik çekirdek ailenin, hayat enerjileriyle birbirlerine aldım-verdim-ben-seni-yendim oynadıkları 12 senelik projesi Boyhood’u baştan övmeye gerek yok. “Emeğe saygı” gibi klişe bir cümlenin içini sonuna kadar dolduran Linklater, bahis oranlarına göre şanssız olsa da, umarım gönüllerin şampiyonu olarak kalmaz.

Babel’le de daha önce 2007’de heykelciğe aday gösterilen Innaritu, “Akıt gitsin.” veya cep telefonu kamerasında durdura-durdura-çek tekniği olarak da bilinen tek bir planda (ilüzyonuyla) Birdman’i kotarmasıyla, filmi ilk iki izlemenizde ağzınızı açık bırakıyor. Tekrar tekrar izlendikçe Boyhood’un aksine daha da sofistike bir hale bürünen filmin bence tek eksik yanı, filmin Inarritu filmlerine pek benzememesi. Hani Linklater ve Inarritu şu anda eşit durumdaysa, bari 12 senesini harcadı, yazık günah Linklater alsın gibi sığ bir düşünceden yanayım.

En İyi Kadın Oyuncu Adayları: Julianne Moore – Still Alice, Rosamund Pike – Gone Girl, Reese Witherspoon – Wild, Felicity Jones – The Theory of Everything, Marion Cotillard – Two Days One Night

İdeal Kupon: Julianne Moore 1.01

Şahsi Kupon: Julianne Moore 1.01

Ah Keşkem Kupon: Rosamund Pike 21.00

Bir oyuncunun yaşayabileceği en iyi seneyi 1997’de yaşayan Moore, Boogie Nights’la ödülü Kim Bassinger’a kaptırdığında Akademi’ye küfreden oyuncular kervanına katılmış olup, üstüne 3 defa daha heykelciğe aday olmakla yetindikten sonra bolca hak ettiği ödülüne sonunda kavuşuyor. Bu ödülü keşke gecenin en başında verseler de, boşu boşuna Julianne Moore’u sahnede ağlarken görmeyi o kadar beklemesek diye düşünmüyor değil insan…

Yollarda-bulurum-seni motto’suyla filmi açıp kapatan Reese Witherspoon, refakatçilik yaparak iki saati deviren Felicity Jones ve kapı kapı SSK’sının peşinde koşan Marion Cotillard biraz bu sene sönük kalırken, patates filmlerin değişmez kraliçesi Rosamund Pike, Gone Girl’de gözlerime inanamadığım performansıyla yanlış senede, doğru rolde olmanın ödülünü en azından kuvvetle muhtemel kariyerinin tek Oscar adaylığına aday gösterilerek alıyor.

En İyi Erkek Oyuncu Adayları: Eddie Radmayne – The Theory of Everything, Michael Keaton – Birdman, Bradley Cooper – The American Sniper, Benedict Cumberbatch – The Imitation Game, Steve Carrell – Foxcatcher

İdeal Kupon: Eddie Radmayne 1.28

Şahsi Kupon: Michael Keaton 3.50

Ah Keşkem Kupon:  Jake Gyllenhaal – Aday Değil

Clint Eastwood’un Amerikan bayrağıyla örülü rüyalarının başrolünü oynayan Bradley Cooper, Yalçın Çakır yaşlandırma tekniğiyle rolüne hazırlanan Steve Carrell ve ayıp-ettik-bilim-insanına kontenjanından aday olan Benedict Cumberbatch’i adaylıklarından dolayı kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

Radmayne vs Keaton kavgasına dönersek; Akademi’nin kafasının çok karışık olacağı besbelli. Bir köşede Tropic Thunder’da Robert Downey Jr.’ın dediği gibi “Never go full retard.” tavsiyesini kuralı kuralına uygulayan Eddie Radmayne… Diğer köşede ise Hollywood’un bayıldığı “Eskiden ne acayip aktördü, sonra kayboldu gitti derken, aha geri döndü, vay aktörüme bak be.” senaryosunu inanılmaz bir geri dönüşle gerçekleştiren Michael Keaton…

“Hayaller Keaton, gerçekler Radmayne” diyerek en belirsiz kategorinin kazananının, geri dönüşlere karşı koyamadığım yumuşak karnımdan dolayı Keaton olmasını diliyorum.

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adayları: Patricia Arquette – Boyhood, Emma Stone – Birdman, Meryl Streep – Into The Woods, Keira Knightley – The Imitation Game, Laura Dern – Wild

İdeal Kupon: Patricia Arquette 1.01

Şahsi Kupon: Patricia Arquette 1.01

Ah Keşkem Kupon: Patricia Arquette 1.01

Kazanan için iki satırdan fazla yazmaya gerek yok. Patricia Arquette, kariyerinin en iyi performansını üç farklı dönemde de sergileyebiliyorken diğer dörtlüye kazanan açıklandığında nazikçe gülerek alkışlamaktan fazlası düşmeyecektir.

Bu arada Keira Knightley, yatsın kalksın Akademi’ye tövbeler tövbesi oyunculuğuyla adaylık kopartabildiği için teşekkür etsin.

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adayları: J.K. Simmons – Whiplash, Edward Norton – Birdman, Mark Ruffalo – Foxcatcher, Ethan Hawke – Boyhood, Robert Duvall – The Judge

İdeal Kupon: J.K. Simmons 1.01

Şahsi Kupon: J.K. Simmons 1.01

Ah Keşkem Kupon: J.K. Simmons 1.01

Akademi, işine geldiğinde ekranda görmesi gerektiğini görürken, bazen de dikkatsiz, barzo bir izleyici konumuna bürünebiliyor. Yan rollerin Orson Welles’i olarak bildiğimiz J.K. Simmons, Jason Reitman’ın Juno ve Up In The Air filmlerindeki ufak ama keskin rolleriyle rahatlıkla aday gösterilebilirdi. Bu ıskalamalar sadece Reitman’a özel de olmadı, Coen Kardeşler’in Ladykillers ve Burn After Reading’inde de bir türlü göze giremeyen Simmons, sonunda kısa filmden sündürülen yılın indie yıldızı Whiplash’le adaylığını aldı. Adaylık da pek denemez, Oscar’ı aldı diyebiliriz.

İnternetten izlenen filmlerin bazılarının altyazıları tam oturmaz, ruh hastası bir şekilde filmi izlemeye devam bile etseniz, hep o senkron farkını bilinçli bir şekilde kafaya takarsınız da film başka bir boyut alır ya… İşte J.K. Simmons’ın Whiplash’teki oyunculuğu da kayık bir altyazı kadar insanı rahatsız ediyor. Gözünüze hunharca iyi oyunculuğu o kadar batıyor, o kadar güzel batıyor ki, filmin önüne geçmesini bırakın, oyunculuk bakımından bu sene halıda yürüyecek herkesin de önüne rahatlıkla geçiyor. 60 yaşındaki aktörün ilk adaylığında gelen ödülünü kutluyor, artık “leading role” diye de bildiğimiz kategoriye atlamasını umut ediyorum.

Ödüllere, adaylıklara, listelere çok inanmayan birisi olarak Oscar törenini bir nevi yılbaşı gecesine benzetiyorum. Ne kadar “Ya biz bir şey yapmıyoruz, evde birkaç kadeh bir şey içer, uyuruz” deseniz bile, yılbaşı çılgın atılan bir gece olduğu gibi, Oscar Ödülleri de uzun bir maraton şeklinde takip edildiğinde, sabahlayıp sevdiklerinizle izlediğinizde, fanatik bir şekilde kazanmasını istediğiniz kişi kaybettiğinde televizyona küfrettiğinizde müthiş bir gece olabiliyor.

Önerdiğimiz kuponları gerçekten oynamak istiyorsanız sizi en yakın bahis sitesine alalım.

100 lira koyarsanız kazanacağınız oranlar da aşağıdaki gibidir, ben önden söyleyeyim, sonra yok yatırmadım, yok kupon kayboldu demeyin:

İdeal Kupon: 220 lira

Şahsi Kupon: 757 lira

Ah Keşkem Kupon: 87.800 lira getirecektir.

 

Tüm Kazananlar:

En İyi Film – Birdman

En İyi Yönetmen – Alejandro Gonzalez Inarritu

En İyi Kadın Oyuncu – Julianne Moore

En İyi Erkek Oyuncu – Eddie Radmayne

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu – Patricia Arquette

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu – J.K. Simmons

En İyi Özgün Senaryo – Alejandro Gonzales Inarritu / Birdman

En İyi Uyarlama Senaryo – Graham Moore / The Imitation Game

En İyi Görüntü Yönetmeni – Emmanuel Lubezki / Birdman

En İyi Kostüm Tasarımı – Milena Canonero / The Grand Budapest Hotel

En İyi Kurgu – Tom Cross / Whiplash

Yabancı Dilde En İyi Film – Ida

En İyi Belgesel – Citizenfour

En İyi Film Müziği – Alexandre Desplat / The Grand Budapest Hotel

En İyi Özgün Şarkı – John Legend & Common / Selma

En İyi Animasyon – Big Hero 6

En İyi Kısa Film – The Phone Call

En İyi Kısa Animasyon – Feast

En İyi Kısa Belgesel – Crisis Hotline: Veterans Press 1

En İyi Görsel Efekt – Interstellar

En İyi Makyaj ve Saç – Frances Hannon & Mark Coulier / The Grand Budapest Hotel

En İyi Ses Kurgusu – American Sniper

En İyi Ses Miksajı – Whiplash

 

 

Pop-Up Oscar Kitabı Konsept & Fotoğraflar: Açelya Kırmalı, Bilgesu Parmaksız