Kutu biranın ne olduğunu bilip, o kutuyu kaldıracak yaştan beri içki içenlerin rüyalarından birisi de evlerinin bir köşesini, bir odasını, bir katını bara çevirmektir. Ülkemizdeki “Biz içmiyorsak kimse içmesin. İçiyorlarsa da %95 vergi koyup, donlarına kadar paralarını alalım.” politikasından dolayı evde içki zulalamak diye bir kavram da zaten tarih oldu. Yüksek alkollü şişelerden üç beş tanesini evde dolu gördüğümüzde bile heyecanlandığımız bir zamanda, İngiltere’nin Devon şehrindeki Randall çifti promil sevenleri güzelce susatıyor.

Simon ve Donna Randall, iki katlı evlerini 15 senelik uğraş sonucu Vahe Kılıçarslan gibi baştan aşağı yenileyerek nostaljik bir pub’a çevirmenin iyi bir fikir olduğuna kanaat getirmiş. Azmederek de yapmışlar.

Üçüncü biranın verdiği yenilmez mutluluk hissi suratlarından okunan çift, Daily Mail’ın haberine göre 2.000 bardak, bilardo masası, hava hokeyi, birkaç jukebox ve Eskişehir’i sarhoş edecek kadar fazla alkolle donattıkları bol promilli evlerinden epey memnunlar.

“Satmıyoruz, içiciyiz.” diyerek ruhsat problemini çözen çift, aslında bize de ilham verebilir. Beyoğlu ve çevresinde hiçbir kuruma yeni alkol ruhsatı verilmemesi, gece mekanlarının saçma sapan saatlerde kapatılması, dışarıya masa atılamaması, barlardaki içki fiyatının New York’tan bile pahalı olması bu coğrafyada özellikle böyle girişimler için insanı “Yapalım lan” butonuna basmaya teşvik ediyor.