Uzun zamandır yana yakıla yeni albüm yayınlamasını beklediğimiz İngiliz üçlü Friendly Fires, bizleri üzmeye devam ediyor. Yaklaşık 3 yıldır yeni bir stüdyo albümü adına ses etmiyor. Biz de kendimizi eski albümlere adamaya devam ediyoruz. En az 2008 çıkışlı ilk albüm kadar kıymetli bir çalışma olan 2011 çıkışlı Pala, Friendly Fires dozumuzu karşılamaya devam ediyor.

"E be Friendly Fires" diyerek tombul şişe biralara sığınacağımız albümü de anlamış oldunuz böylece. Tombul şişe biralar elimizde, Pala'lar belimizde, biz gideriz Friendly Fires'a oley oley oley!

"Gecesini gündüzünü zevki sefa içinde yaşıyorum" temalı Live Those Days Tonight, grubun ilk albümdeki garage sound'unu bırakıp yerini pahalı prodüksiyona emanet ettiğinin dakika 1, gol 1 kanıtı gibi. Sahne performanslarında Asena gibi kırıtmasıyla gönlümüzü kazanan frontman Ed MacFarlane bıraktığımız gibi. Enerjik vokallerle birlikte albümünün kapağına yakışır tropikal bir sound bekliyor bizleri. Adeta yaz mevsimi gibi kokan albüm başlanıcını böyle yapıyor. Devamı da bir başka hareketli electro/indie denemesi Blue Cassette'le geliyor. Funk baslarla arzı endam eden Running Away, ismi gibi Hawaii'de ikamet eden Hawaiian Air ve videosuyla gönüllerde yer eden oynak Hurting'le tempo bir an olsun düşmüyor. Albümle aynı adlı şarkıda ise bir nebze soluklanıyoruz. Electro ballad dedikleri bu olsa gerek diyerek tombul şişe birayı dikiyoruz kafaya.

Show Me Lights ve True Love'la tempo beşinci vitese takıyor tekrardan. Ülkemizde Serdar Ortaç ve Demet Akalın'ın abluka altına aldığı yaz ayları, Pala ile Friendly Fires kalitesine kavuşuyor. Son çeyreğine giren albüm, tıpkı yaz aylarının bitişinde olduğu gibi serinlemeye başlıyor. Chimes ve final vuruşu Helpless'la Friendly Fires'ın "damar" departmanı tekrar devreye giriyor.

Aradan geçen 3 yılın ardından ilk günkü gibi taze bir sound'a sahip olan Pala, Friendly Fires'ın yollarını gözlediğimiz yeni albümü öncesi teselli olmaya devam ediyor.