Ülkemizin bayrağını Helmut Lang’de dalgalandıran Türk sanatçı Anıl Aydın’ın ardından sizi yurt dışında ekmeğinin peşinde koşan bir sanatçımızla daha tanıştırmaktan gurur duyuyoruz.

Çektiği fotoğraflarından tanıyıp takibe aldığımız fotoğrafçı Asya Çetin, transfer olduğu Amerikan Sanat Pazarı’nda kendisini göstermeye başladı. Fotoğraf, resim, akrilik boyayla resim, enstelasyon, ozalit baskı gibi sanatın binbir türlüsüyle ilgilenen Çetin, ilk kişisel sergisini New York’un sergileriyle ünlü beldesi Chelsea’de açarak kariyerine önemli bir başlangıç yaptı.

Duvarı tuval olarak kullanan sanatçı, yan yana astığı görsellerin farklı boyutlara sahip olmalarına rağmen perspektiflerine uygun bir şekilde uyumlu görünmelerini sağlıyor.

Nasıl mı sağlıyor? Asetat ve akrilik boya yardımıyla fotoğraflar arasındaki kıvamı tutturarak. Misal; karakteristik yeteneğini çalışmalarına yansıtan Çetin, hemen üstte gördüğünüz eserinde birkaç farklı fotoğraf arasındaki geçişin devamlılığını başarıyla gerçekleştiriyor.

Sergisinde yer alan diğer eserlerinde tavandan yere kadar asılı fotoğraflarla duvara enstelasyon yapan sanatçı, fotoğraflara karışık teknik çizim yaparak ve arka fonlarıyla katık ederek cillop gibi kaynaştırmayı başarıyor. 

Bu işinde de asetat kağıtları üzerinde akrilik boyaya abanarak fotoğrafların üst üste geçmiş bir şekilde durmalarını sağlayan Çetin’in portelere olan düşkünlüğüne değinmemek olmaz. Fotoğraflarla kaplayarak yaptığı duvar enstelasyonlarının üzerinden bir de pleksilerle kat geçerek portreleri plastiğe dönüştürdüğü ilginç yöntem gözlerden kaçmasın. Sanatçı, plastiğimsi kıvama getirdiği eserlerini ışık yardımıyla da destekleyerek iki enstelasyonun içinde yan yana duran portreyi aynı boyuta getirmiş. 

Bu kadar örnekten sonra Çetin’in en sevdiği boyanın akrilik olduğunu söylememize gerek yoktur diye düşünüyoruz. Akrilik esanslı boyaların çabuk kurumasından dolayı elini çabuk tutan sanatçı, ortaya çıkardığı işleriyle bizim beğenimizi kazandı. Oralarda da hak ettiği değeri göreceğinden şüphemiz yok.