Hayatımız kendimize hedefler belirlemek ve onları ertelemekle geçiyor. Finallerine çalışmayı son güne bırakanlar, tezlerini son hafta yazanlar, her sabah 6’da Ortaköy’den Rumeli Hisarı’na kadar koşacağım diyenler, yeni yılda 10 kilo vermeye niyetlenenler, sözümüz size. ‘Go Fucking Do It’, Yeni Yıl Kararları listesini Bridget Jones gibi yapamayanlar, erteleme hastalığına yakalananlar, iş kurmak isteyip üşengeçlikten sabah 9 akşam 5 memuriyetinin kölesi olanlara bir nevi hayat koçu olmaya geldi.

Hedefinizi Go Fucking Do It’te beyan ettikten sonra, sizi kontrol etmesi için birini seçiyorsunuz, kendinize bir zaman sınırı koyuyorsunuz, kredi kartı bilgilerinizi siteyle paylaştıktan sonra gerisini özgür irade ve azminize bırakıyorsunuz. Koşacağım dediğiniz maratonu belirttiğiniz tarihe kadar koşmaz, söz verdiğiniz gibi kız arkadaşınızı her gün sürprizlerle şımartmazsanız ise Go Fucking Do It, sözünüzden dönmeniz durumunda önceden belirlediğiniz miktarı kredi kartınızdan çekiyor.

Başka bir deyişle Go Fucking Do It, hedeflerinizi size “Seve seve ya da…” yaptırıyor.