Adaylarının açıklanmasının ardından her sene İngiltere'yi müzik tombalacısı kıvamına getiren, herkesin yatı katı İDDAA'ya yatırır gibi kimin kazanacağı hakkında iddiaya girdiği Mercury Prize sahibini buldu. Kazananın bahtsız değilse "Yürü ya kulum" olan durumunun "Daha da yürü ya kulum"a terfi ettiği ödül töreninde bildiğiniz/bilmediğiniz üzere şu adaylar yarışmıştı.
Damon Albarn – Everyday Robots
İlk solo albümüyle Ezgi'nin Günlüğü gibi bir Damon'ın Günlüğü'nü bizlerle buluşturacak kadar kişisel bir işe imza atmıştı Damon Albarn.
Bombay Bicycle Club – So Long, See You Tomorrow
Şeker indie pop/rock klasmanından yarışmaya dahil olan BBC, yaratıcılık kısmında genellikle frontman Jack Steadman'ın eline bakıyor. Bu albüm, grubun evriminin şimdilik son halkası olarak sevildi ve de sayıldı.
Anna Calvi – One Breath
Operaya da, gotik müziğe de, pop'a da yatkın güçlü sesiyle yarışmanın mainstream'e daha yakın adaylarından biri olan Calvi ve son albümü.
East India Youth – Total Strife Forever
Önümüzdeki günlerde Salon İKSV'de izleme şerefine nail olacağımız East India Youth, ilk albümüyle elektronik müziğin katmanları arasında bir dinamo gibi çalıştı. Albümdeki başarılı organik sound'un yaratıcısı William Doyle'u daha ilk albümüyle bu aşamaya geldiği için kutlamak lazım.
FKA Twigs – LP1
Göz bozacak kadar iyi videoları ile adım adım ceza sahasına yaklaşan FKA Twigs, özel hayatında Robert Pattinson'la mutluluğu yakaladı. İlk albümüyle de müzik dünyasında büyük sansasyon yarattı. "Overrated" diyeni de azımsanmayacak kadar fazla.
GoGo Penguin – v2.0
Müzik endüstrisi Manchester'dan çıkma cazcı üçlü, ikinci albümleriyle cazın afakanlar basan klasiklesmiş haline bambaşka ve ferah bir yorum getirdi.
Jungle – Jungle
Açıkçası bizim favorimiz electro funk, soul, hip hop ve synth pop'u muazzam bir şekilde küren Batı Londralı Jungle'dı. Albümü o kadar çok dinledik ki; ofisteki kapı zili her çaldığında kulaklarımızda The Heat çalıyordu.
Nick Mulvey – First Mind
Daha evvelden The Portico Quartet'le 2008'de Mercury Prize'a aday olan Mulvey, naif solo albümüyle bir kez daha bu mühim ödüle aday gösterilmeyi başardı.
Polar Bear – In Each And Every One
Yine caz kontenjanından ödüle aday olan Polar Bear, Mercury Prize jürisinin günde üç öğün caz-ekmek yediğini düşündürmeye başladı.
Royal Blood – Royal Blood
Daha albümü yayınlanmadan NME'nin de yardımıyla hype rüzgarını arkasına alan ikili, bu yılki Mercury Prize listesinin rock müziğe en çok kol kanat geren grubu. Ödül için fazla mı mainstream'ler acaba? Kısmet şekerim.
Kate Tempest – Everybody Down
İngiliz şair hanımkızımız, elektronik sound'la hip hop'ı ustaca katmerlediği albümüyle Mercury Prize'da ben de varım dedi.
Young Fathers – Dead
Kate Tempest gibi hip hop ana dalında master yapan İskoç grup, ilk albümüyle Mercury Prize'a adaylığını koydu.
"Kazananı açıkla lan Play Tuşu" dediğinizi duyar gibiyiz. O yüzden D.A.Y.A.K. riskini göze almadan bu yılın Mercury Prize kazananını söylüyoruz; Dead albümüyle YOUNG FATHERS!