Bundan 4 yıl önce 6 Ekim sabahı herhangi bir Çarşamba’ya uyandığımızı sanıyorduk; ama o Çarşamba’yı diğer tüm çarşambalardan ayıran şey; artık hayatımızda Instagram diye bir uygulamanın oluşuydu. Instagram’ın hayatımıza girmesiyle Facebook’a daha az fotoğraf yüklemeye başladık ve zamanla kendisine üvey evlat muamelesi uyguladık. Filtreleri sayesinde daha güzel görünen kahvelerimizden, kusurlarımızı bulanıklaştıran ‘tilt shift’inden ötürü Instagram’a her geçen gün biraz daha aşık oluyorduk ki; o hazin an gelene kadar… Her ilişkide olduğu gibi Instagram da zaman geçtikçe kusurlarını belli etmeye başlamıştı. Parmağımız dokunmatik ekranla olan imtihanını veremeyince o kaçınılmaz typo geldi ve ‘S’ harfi yerine ‘A’ya bastığımızı fark ettiğimizde fotoğraf çoktan Instagram’ın büyülü rakamlarından 11’e ulaşmış, altı yorumlarla dolmuştu. Typo’muzu düzeltmek istiyor düzeltemiyorduk, silip tekrar yazmak istesek kendi başlığımız yorumların altında kalacaktı. Dokunmatik ekrana küfrederken, ‘düzelt’ özelliği olmadığı için Instagram’a daha da çok küfrederken, kısacası o hazin typo’yu düşünüp tam bir Sliding Doors anı yaşarken her ilişkinin kusurları olduğunu fark ettik ve Intagram’ı olduğu gibi kabul etmeye karar verdik.

Neyse ki Instagram, koyvermiş bir ilişki tarzına inanamıyordu ve değişmeye karar verdi. 4. yıldönümümüzde güzel bir sürpriz yapan Instagram, typo sorunsalını aramızdan çıkardı. Yeni yazılım güncellemesine fotoğrafların altına ‘düzenle’ seçeneğini ve ‘keşfet’ kısmına ufkumuzu açmak için bir de ‘kişiler’ kısmını ekleyen Instagram’la artık ciddi düşünüyoruz.