Ayrımcılığın en beterine maruz kalan insanlar: Müslüman drag queen’ler…

Dinin herkesi koşulsuz şartsız kabul eden bir yapısı olması gerekir belki de. Bize sürekli anlatılan hoşgörü kavramı kutsal metinlerde kalmamalı. İnsan, komşusu aç yatarken tok uyumamalı, kimseyi hor görmemeli. Bugünlerde sapkınlık sınırında gezdirilen din aslında herkesi kabul etmeli. Fakat gerçek hayatta düzen böyle işlemiyor maalesef. Din, insanları toplumdan dışlamak, eziyet etmek ve hatta canını almak için kullanılıyor. Üzerine çok konuşulmamış bir dünyanın kapılarını açmaya karar veren Guardian, Londra’daki Müslüman drag queen’lerin hayatını kısa bir belgesele sığdırdı.

Belgesel Pakistan’dan Londra’ya göç eden ama orada da dışlanmaktan kurtulamayan Ali’nin hayatı etrafında dönüyor. Marcus Plowright tarafından çekilen belgesel insanı düşünmeye, üzülmeye ve kendinden utanmaya sevk ediyor.