Hooop ver elini 1989… The Stone Roses’ın kendisiyle aynı adı taşıyan ilk albümü olmasa neler olurdu? Neler olurdudan ziyade, şunu söyleyelim; Oasis, Blur vb. Britpop ayarlı grupların birçoğu bildiğimiz hallerinde olmazdı. İngiltere’yi baştan aşağı sallayan, Manchester’dan başlayarak Summer of Love akımını dört bir yana yayan Ian Brown ve arkadaşları, günümüz 90 jenerasyonunun “90’lar modaymış” diyerek, giyinip kuşanırken farkında olmadan aldığı en büyük ilhama can verdi. Spike Island konseri diye bir gerçek var… Son birkaç yıldır moda dünyasında esen 90’lar trendinin en büyük çıkış noktası, belki de bu konsere iştirak eden 27.000 kişi…

Sonu buruk biten The Stone Roses hikayesi, ardında o kadar büyük bir iz bıraktı ki, hakkında nice tezler yazılabilir. 2012’deki reunion konserlerinin ardından gelen sessizlik, gerçek fırtınanın başlangıcına hazırlıkmış meğer. Kulislerde yoğun şekilde konuşulan “Yeni albüm geliyor” dedikodularının gerçeğe dönüşmesine çok az bir süre var.

The Stone Roses geri döndü! Manchester’ın dört bir yanında beliren limon posterleri bizlere şimdilik 3 konser olarak geri döndü. 17-18 Haziran 2016’da Manchester Etihad Stadyumu’nda sahne alacak İngiliz grup, 8 Temmuz’da ise T in the Park’ta headliner olacak. Bu konser haberlerinin kısa zaman içinde yeni albüm detaylarıyla süslenmesi ve Glastonbury headliner’lığıyla taçlanması bekleniyor. Çok çok önemli bu gelişmenin çıkış noktası olan 3 konserden birine ne yapıp edip bilet almak farz haline geldi. 6 Kasım’da satışa çıkacak biletlere aynı gün içerisinde şuradan ulaşabilirsiniz.