Bizi biz yapan, şekillendiren, kimi zaman ise şeklini almak istediğimiz kalıplara sokan ilgi alanlarımız var. Nadiren farkındalıkla yaşadığımız veya farkında olmadan aşamalarından geçtiğimiz kişisel evrimimizde sürmanşetlerden biri haline gelen ilgi alanlarımız, algı açıklığımız doğrultusunda, zamanla koca bir dünyanın kapılarını aralayabiliyor.
Yukarıdaki formülün deney tüplerine bilinç ve yetenek eklendiğinde, dinlemeye/öğrenmeye değer hikaye ve tecrübeler ortaya çıkıyor. Dinlemeye/öğrenmeye değer hikaye ve tecrübelerle karşılaşmak ise, kendi adımıza Little Miss Sunshine izledikten sonraki “Feel Good” anına benzer hisler yaşatıyor.
Girişten sonra gelen gelişme kısmına geçmenin tam sırası…
Sizleri dinlemeye/öğrenmeye değer hikayeler anlatan ve tecrübelerini aktarmak konusunda hayli cömert davranan Yağmur Rüzgar’la tanıştırmak istiyoruz.
Yağmur Rüzgar, “Kentlere dair görsel izlenimler” sloganıyla hareket eden ve içeriğine baktığınız zaman bu sloganın hakkını vermekte hiç zorlanmayan Urbanbacklog isimli blog’un arkasındaki süper kahraman. İlgi alanını doğru eğitimle eşlemeyi başaracak bilince sahip olduğu için kendisine süper kahraman demekte sakınca görmüyoruz.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Şehir ve Bölge Planlama okuyan, burada aldığı eğitimi düz insanlığa hiç bulaşmadan/memura bağlamadan, genel kültürle aynı blender’a atmayı başaran Yağmur, bugüne kadar dünyanın farklı bölgelerinde bulundu. Sokaklarda yürürken kafasını hep yukarı kaldırdı, sağına soluna gerçekten görebilmek adına baktı. Böylelikle binalarda, parklarda ve duvarlarda fark edilmeye değer olduğunu düşündüğü detayları zihnindeki kumbarasında biriktirdi. Bu kumbarasını kırıp içindekileri bizlerle paylaşmak için de 2012 yılında Urbanbacklog’un kurdelasını kesmeye karar verdi.
Bir Tumblr sayfası olarak hayata gözlerini açan Urbanbacklog’un günümüzdeki formunda neleri bulabilirsiniz? Mimari, kamusal alanlar, sokak sanatı, fonksiyon değişimi ve sokak yerleştirmeleri ana başlıkları altında günümüzün en zor bulunan hizmetini, yani özgün içeriği bulabilirsiniz.
Urbanbacklog’u, sık kullanılanlarınıza inci gibi dizdiğiniz birçok mimari ve tasarım blog’undan ayıran küçük, ama aynı anda hayli büyük farklar mevcut.
İnternet sandığınız kadar sonsuz değil, bazı detayları görebilmek için Google’da lokasyon değiştirmeniz maalesef yetmeyebiliyor. Gerçekten “görebilmek” için fiziksel olarak da lokasyon değiştirmeniz gerekebiliyor. Eğer vakit veya imkan sınırlaması denen illetle mücadele ediyorsanız, Urbanbacklog gibi oluşumlar doktorların reçeteye yazdığı ilaçlardan farksız hale geliyor.
Mimari, tasarım, sokak sanatı, kısacası sokağın ta kendisiyle ilgili popüler ya da güncel olmayan, ancak değerli, etkileyici, keşfetmeye değer kentsel ayrıntıları bizzat yerinde deneyimleyen Yağmur Rüzgar, bu deneyimlerini birbirinden zihin açıcı detaylarla dayalı döşeli yazı ve fotoğraflar aracılığıyla Urbanbacklog’da arşivliyor.
Şimdilik toplam 21 seçeneği bulunan, bu şehirlerin mimari ve tasarım atlasını özgün yorumlar ve illüstrasyonlar eşliğinde bizlere sunan Urbanbacklog’un durmaya hiç niyeti yok. İyi ki de yok!
Geçtiğimiz yıla kadar Avrupa kıtasının mimari ve tasarım nabzını tutan Yağmur, bir süre önce “Ver elini okyanusun öbür tarafı” diyerek Yeni Dünya’ya, yani ABD’ye gitti. Uzunca bir zaman orada yaşadı, değerli gözlem ve tecrübelerini bavuluna doldurdu. Geçtiğimiz günlerde Edirnekapı’dan Türkiye’ye tekrar girişini gerçekleştiren Yağmur, bu gözlem ve tecrübelerini Urbanbacklog’a aktarmaya devam ediyor. New York, Las Vegas ve San Francisco gibi şehirler, çok yakında Urbanbacklog’un şehir sayısını 24’lemeye hazırlanıyor.
Kentlere dair görsel izlenimlerin Urbanbacklog yakasında özgün mü özgün içerikler sizleri bekliyor. Yağmur’un sizlere anlatacak tonla görsel hikayesi ve bu hikayeleri anlatırken “gerçekten bakmakla” görülebilecek detaylarla dolu güçlü bir kalemi var. Urbanbacklog’da bekleniyorunuz!
Urbanbacklog’un Facebook ve Instagram hesaplarını da koşar adımlarla tekip etmenizi tavsiye ederiz.