Birbirinden twist’li fikirlerin adamı Christopher Nolan, 21 Temmuz’da vizyona girecek ve “Bir hayatta kalma hikayesi” olarak tanımlanan Dunkirk’e ön hazırlık niteliğinde bir röportaj verdi.

Nolan’ın Premiere dergisine anlattıklarına göre, hikaye anlatımı konusunda kişisel bir dönüşüm geçiren yönetmen, bu sefer sırf filmin konusu ve karakterleriyle değil farklı bir Nolan profiliyle de bizleri şaşırtacak.

Sağ gösterip soldan vurmaları seven, basit bir hikayeyi ele alıp onu daha şaşırtmacalı ve iddialı bir hale getirerek beyin yakmaya ant içmiş Nolan’ın yazıp yönettiği Dunkirk’ün yapımcılığını da Nolan ile eşi Emma Thomas beraber yürütecek.

II. Dünya Savaşı sırasında Kuzey Fransa’nın Dunkirk şehrinde geçen film, hikayeyi 3 farklı bakış açısından anlatıyor.

Savaşın dönüm noktası ve Dunkirk’ten ayrılış sırasında yaşananları; havadan (Styles), sudan (Rylance, Murphy) ve karadan (Hardy) ele alacak Nolan, anlatacağı üç parçayı şöyle özetliyor: “Çatışmanın ortasında tahliye edilen askerlerin farklı noktalarda yaşanan hikayesi.”

“Bu, İkinci Dünya Savaşı’nın en önemli anlarından biri. Eğer bu tahliye başarılı olmasaydı, Büyük Britanya teslim olup silahları bırakmaya mecbur bırakılabilirdi. Ve bütün dünya, ya yitirilirdi ya da kaderi çok daha farklı olurdu. Almanlar şüphesiz ki tüm Avrupa’yı fetheder, ABD de savaşa katılmazdı. Savaş ve dünya tarihinde bir kırılma noktası, belirleyici bir andı. Ayrıca tahliyenin başarısı aslında bir vazgeçiş olsa da Churchill’in kitleleri harekete geçiren etik zafer fikrini ve direniş ruhunu sivillere empoze etmesine imkan sağlamıştır. Askeri sözlükte bir mağlubiyetken, insani açıdan muazzam bir zaferdir.”

Başrollerinde Tom Hardy, Harry Styles, Cillian Murphy, Mark Rylance, Fionn Whitehead, Aneurin Barnard ve Jack Lowden gibi isimlerin yer aldığı Dunkirk’ün geçtiğimiz aylarda yayınlanan fragmanını da buraya bırakıyoruz.