OSAKA’NIN GERÇEK ÜSTÜ DÖNÜŞÜMÜ: SPATIAL BODIES

OSAKA’NIN GERÇEK ÜSTÜ DÖNÜŞÜMÜ: SPATIAL BODIES


Düzen ve kaosun arasında bir çizgi


Mimari ele alındığında en bilinen akım Metabolist Hareket olmasa da, en yaratıcı ve ileri görüşlülerinden biridir. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından içerisinde Fumihiko Maki, Masato Otaka, Kiyonori Kikutake ve Kisho Kurokawa gibi isimlerin yer aldığı bir grup Japon mimar tarafından öngörülen akım, gelecekteki yerleşim alanlarının nasıl olması gerektiği yönünde fikirler öne sürüyordu.

osaka

Geleneksel mimarinin yetersiz kalacağı ileriki günlerde organik olarak büyüyüp gelişebilen yapıların geleceğin anahtarı olduğunu savunan mimarlara göre, toplum bir organizma gibi gelişiyorsa, mimari de aynı şekilde ilerlemelidir.

Japonya’nın en bilinen Metabolist binalarından biri olan Nakagin Capsule Tower, 1972’de Otaka tarafından o an için prefabrike 140 kübik kapsülle tamamlandı. Ama tabii, fikir gerektiğinde bu kapsüllerin artırılması ve büyümenin çocuk oyuncağına dönüşmesiydi. Kapsüller aynı zamanda yer değiştirilebilir ve birleştirilebilir olduğu için, patlayacak nüfus artışına paralel olarak genişletilebilecek eklektik çözümler üretiyordu. Sonrasında Nakagin Capsule Tower’a kayda değer bir ekleme yapılmamasıyla beraber şu an ciddi anlamda restorasyona da ihtiyaç duyuyor. 

capsule-tower

“Eğer zamanında Metabolist’lerin fikirleri hak ettiği değeri görseydi şu an etrafımız nasıl olurdu?” sorusuna cevap veren Spatial Bodies videosu, Japonya’nın Osaka’sına Futurama’ya benzer distopik bir gelecek tablosu çiziyor.

Filmin ardındaki kolektif AUJIK, projelerini şöyle tanımlıyor, “Spatial Bodies, kentin çevresini ve mimari vücutları otonom bir canlı, kendi kendini yenileyen bir organizma gibi betimliyor.”

Kaos ve düzenin arasında pek ince olmayan bir çizgide seyreden proje, karmaşaya yakınlığıyla kendini Metabolist’lerin idealistik niyetlerinden ayırsa da bitki gibi kendi kendine uzayacak binaların yeri gelince gereğinden fazla büyüyebileceğinin de altını çiziyor.