AŞK ACISI, İSVEÇ, MUTLULUK, MELANKOLİ VE MÜZİK…

AŞK ACISI, İSVEÇ, MUTLULUK, MELANKOLİ VE MÜZİK…


Jens Lekman'da hepsi ve daha fazlası mevcut


İsveç’in mavi ve sarısı genelde refah ve mutluluğun karşılığını veriyor. Bunu Facebook profilinizde sık sık karşınızda çıkan haberlerde de rahatlıkla gözlemlemişsinizdir.

– İsveç’te eğitim sistemi şöyle iyi.

– İsveç’te mesai saatleri böyle düşürüldü.

– Yapılan bir araştırmaya göre İsveç dünyanın en mutlu ülkesi seçildi.

Çevrenizde bu tip başlıklara sahip bir haberle karşılaşmayanı bulmanız pek kolay değildir. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değil. Bizim gıptayla baktığımız şartlarda yaşayan, yüzeysel bir şekilde baktığımızda “Ah oraya bir kapağı atsam..” şeklinde düşündüğümüz İsveç’te de insanların sizin bizim gibi sıkıntıları var. Kırmızı beyazda da kalpler kırılıyor, mavi sarıda da. Onlar da kariyer, aile ve aşk üçgeninde; gelecek kaygısıyla depresyona girebiliyorlar. Üstesinden gelmek için çabalıyorlar, kimi zaman dibe vuruyorlar, kimi zaman küllerinden doğuyorlar.

Bu durum, yüz yıllardır şarkılara yansıyor; duyduğumuz hikayelerde, okuduğumuz masallarda, bir çırpıda bitirdiğimiz romanlarda yaşıyor. İzlediğin filmlerde sana ilham veriyor, acına ortak oluyor. Tıpkı Jens Lekman’ın hayatına ve şarkılarına yansıdığı gibi.

Jens Lekman da büyük bir depresyondan sonra küllerinden doğanlardan aslında. Çoğumuz müziğini dinlerken bunu hissetmesek bile güzel melodilerinin ardındaki vurucu sözler bütün bunları kanıtlıyor.

Peki Jens Lekman’ın sırrı nerede gizli? I Know What Love Isn’t albümünde yer alan The World Moves On‘da şöyle bir dize var: “You don’t get over a broken heart, you just learn to carry it gracefully.” (Kırık bir kalbi atlatamazsın, onu yalnızca zarifçe taşımayı öğrenirsin.) Daha önce onun eski albümlerindeki yolculuğunu incelediğimiz bir yazıda bu albümün bir sorgulama aşamasına denk geldiğinin altını çizmiştik. Aşkın ne olduğunu anlamak için ilk yol, onun ne olmadığını anlamak olabilir. “Kırık bir kalple ne yapmak lazım?” sorusunun cevabını da bu usulca hüzün dolu şarkı sözüyle veren Jens Lekman’ın albüm boyunca yapmaya çalıştığı da tam olarak bu.

Gündelik hayatın fazlasıyla bilinen; ama şarkılarda pek kullanılmayan, hatta biri gelip de başarıyla yapana kadar şarkılara konu olabileceği dahi hayal edilmeyen anları/durumları/olayları ve hislerine odaklanan (örneğin A Postcard To Nina’da eşcinsel bir arkadaşının babasına, onun erkek arkadaşıymış gibi davranırken nasıl çuvalladığını trajikomik bir dille anlatıyor) Jens Lekman; daha hareketli denebilecek son albümünün içine dahi geçmişinden getirdiği melankoliyi yerleştiriyor. Ancak bu sefer ortada daha büyük bir olgunluk, Life Will See You Now adında bir doktor göndermesi de taşırken tedaviyi hayatın ta kendisini yaşamakta aramanın sinyallerini veren bir yapı söz konusu.

Onun melankolisinin sırlarından bahsederken biraz daha geçmişe gidelim ve 2007 tarihli Night Falls Over Kortedala‘da yer alan The Opposite of Hallelujah‘ın şu sözlerine kulak verelim: “I picked up a seashell to illustrate my homelessness / But a crab crawled out of it, making it useless.” (Evsiz barksızlığımı göstermek için elime bir deniz kabuğu aldım / İçinden bir yengeç çıktı, manasızca kalakaldım) “Ulan bu kadar olmaz ki” diyerek sinir bozukluğuyla gülmeye başlanacak, dünyaları yakma raddesine gelinmese de talihsizliğe isyan ettirecek, belki de hayatla ilgili bambaşka bir şeyin keşfedileceği bir an bu anlatılan. Böyle bir anı bir şarkıya yerleştirmekte de Jens Lekman’dan daha yetkinini bulmak zor. Üstelik bunları hiç zorlamadan, gözlem gücünü de yansıtan ustaca kelime oyunlarıyla yapıyor.

Tekrar başa dönüp bütün bunları doğrudan İsveç’e de bağlayabiliriz; ama evrensel anları ve herkesin karşılaştığı ufak sıkıntıları kağıda dökerken besteleriyle de hem istemsizce sırıtmanıza hem de kafanızı usul usul iki yana sallamanıza neden olan Jens Lekman‘ın bu denli övülen Nordik coğrafyasının içinde fark yarattığı yerler burada. Bir de dünyalara bedel genel tatlışlığı var ki, ondan da sık sık bahsettik ve bahsedeceğiz.

Hikayenin devamını 8 Eylül ve 9 Eylül‘de Garaj’da ilk elden deneyimleyeceğiz. Sen de bir Jens Lekman şarkısına girmeyi hak edecek tatlı anların ufak kahramanlarından biri olabilirsin. Biletler için hemen BURAYA alalım.