FESTİVAL SEZONU PEK GÜZEL, LALE KART’IN VARSA BİR AYRI GÜZEL

FESTİVAL SEZONU PEK GÜZEL, LALE KART’IN VARSA BİR AYRI GÜZEL


Herkes rengini belli etsin!


Eylül ayı geldi mi havalar bir nebze soğumaya başlasa da içimizi ısıtmaya devam eden festival sezonu, bu yıl da gelişiyle birlikte bizlere mutluluklardan mutluluk beğendirdi. Bilhassa İKSV tarafından gelen haberlerle coştukça coştuk; Salon’un birbirinden güzel konserlerine mi, Filmekimi’nin bir araya getirdiği “boş yok” programa mı, yoksa artık her yıl düzenlenecek tiyatro festivaline mi yetişsek bilemedik. Sonuç olarak “Dert dediğin böyle olsun” diye bağlamaya karar verdik. Evet hatta tam şu an böyle bağlayalım ve Filmekimi’nden konuşmaya başlayalım.

Darren Aronofsky, Guillermo Del Toro, Luca Guadagnino, Ruben Östlund, Yorgos Lanthimos, Michael Haneke, Michel Hazanavicius, Andrey Zvyagintsev, Sofia Coppola… Bu isimlerin hepsinin yeni filminin yanı sıra Joaquin Phoenix’in bir kez daha şov yaptığı You Were Never Really Here, Fatih Akın’ın son filmi Paramparça ve Can Evrenol’un yönetmenliğini üstlendiği Housewife, Nicholas Hoult’un J. D. Salinger’ı canlandırdığı Rebel In The Rye, tenis dünyasının iki önemli rekabetine odaklanan Borg/McEnroe ve Battle of the Sexes, izleyenlerin Robert Pattinson’ı öve öve bitiremediği Good Time ve daha neler neler… Filmekimi programında toplam 51 film var, biz 52’sine de gitmek istiyoruz. Boşuna “11 festivalin sultanı” diye nitelendirmedik!

Gitmek istediğimiz filmleri seçtik (Select all), ajandamızı çıkardık, tarih ve saat ayarlamalarımızı yaptık, bilet gişesi ve/veya Biletix önünde biletlerin satışa çıkacağı anı beklemeye koyulduk. Festival sezonunun güzellikleri zaten saymakla bitmez, elimizden geldiğince biz de sürekli olarak bu zamanların farklı renklerini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz; ancak özellikle festival sezonunun “renklerinden” bahsetmişken gelin hem bu sohbete katkıda bulunacak, hem de sizin bütün bu festival sezonunda bir katkınız bulunmasına aracı olacak bir kartı tanıtalım, halihazırda tanıyanlara da ufak bir hatırlatma yapmış olalım.

Buluşma noktalarındaki indirimlerden İKSV etkinliklerinde öncelikli bilet almaya kadar geniş bir yelpazede imkanlar sunan rengarenk bir kart var: Lale Kart! Filmekimi’nin akıllara zarar programından bu denli bahsetmişken festival sezonunun tadını doyasıya çıkarmanızı sağlayacak Lale Kart’a değinmemek olmaz; olsa da tuhaf, hatta ve hatta ayıp olur. Hepimiz her fırsatta kültür sanata bayıldığımızdan, festival zamanı kıpır kıpır olduğumuzdan ve gidebileceğimiz kadar çok etkinliğe gitmeye çalıştığımızdan bahsediyoruz. Ancak bu programların nasıl bir araya geldiğini ne kadar düşünüyor, bizim bunu geliştirmeye nasıl bir katkı koyabileceğimiz üzerine ne kadar kafa yoruyoruz? “Benim işim değil ki bu” diye düşünebilirsiniz, “Onu da mı ben yapacağım” serzenişinde bulunabilirsiniz, doğaldır; ancak kültür sanat hayatına hepimiz bir katkı koysak ve halihazırda doya doya yaşadığımız deneyimler katlanarak büyüse fena mı olur? Üstelik bütün bunlar; bu katkılarınızın tatlı mı tatlı geri dönüşlerle karşınıza çıkacağını, türlü avantajlar sağlayacağını gerçek bir win-win‘le sonuçlanacağını bildiğiniz bir yapıda gerçekleşse?

Lale Kart, bir kart olarak sağladığı avantajların yanı sıra size gerçekten özel bir komünitenin parçası olma imkanı sunuyor. Bu ne demek? “Üye buluşmaları” adı altında toplantılar gerçekleştiriliyor, Lale Kart komünitesi direktörlerle bir araya geliyor, görüş ve önerilerini doğrudan iletme ve şehrin kültür sanat hayatına bir katkı koyma imkanına erişiyor.

Bilirsiniz ki bıraksanız daha sabahlara kadar anlatırız; ama biz anlatmayalım, siz sahibinden dinleyin. Buradan farklı renkteki Lale Kart’ların fiyat ve özelliklerini inceleyebilir, dilediğinizle ilgili üyelik işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Gerçekleştireceksiniz, gerçekleştirdiniz… Önümüz festival sezonu ve çok eğleneceğiz, herkes hazırlığını yapsın!