Kendine has üslubu, kelime oyunları ve şarkılarında sık sık duyduğumuz Arapça kelimeler ile birçoğumuzun dikkatini çeken Ethnique Punch, ilk albümü Avantür‘ü 2010 yılında yayınladı. Anadolu Üniversitesi’nde Sinema-TV bölümünü bitirdikten sonra, bir süre ailesinin evinde vakit geçirdi ve o süreçte müzikle arasındaki şey, “Şimdi biz neyiz?”den seviyeli bir ilişkiye dönüştü. 19 Kasım 2016’da son albümü Vinyet’i plak formatında Avusturyalı plak şirketi Well Gedacht etiketiyle yayınladı. Ayrıca Red Bull‘un Türkiye’den yeni nesil sesleri konuk ettiği Warm Up serisinin konukları arasında yer alan Ethnique Punch ile başlangıçları, müziğini etkileyen şeyleri konuştuk. Lafı uzatmadan sizi Ethnique Punch’ı daha iyi tanıyabileceğiniz röportajla baş başa bırakıyoruz.

Şarkılarını dinlediğimizde, müzik prodüksiyonu, sözler ve sesinin çok uyumlu olduğu net bir şekilde fark ediliyor. Peki, Ethnique Punch sound’unu etkileyen şeyler neler ve rap kültürüne girişin nasıl oldu?

Herkesin bildiğinden ziyade daha farklı şeyler bilip duymak istedim, bu da hayatın bir parçası olarak işlerime yansıdı. Farklı kültürlerden rutinime dahil olan gündelik hayat pasajları da aynı şekilde dünya görüşüme ve üretimlerime tesir ediyor. Kendi adıma bir hazine olarak nitelendiriyorum güzel ve farklı müziklerle temas kurabilmeyi, duygusal hafızayı da rayiha gibi canlı tutan bir şeydir. Rap de bende hep o enerjiyle çeşitliliğin fikrini destekledi ve karşılığına dönüştürebildiğimi düşünüyorum kendi çapımda. Ortaokul yıllarında ilk kez rap duyduğumda hissettiğim garip çekim de sanırım bu yüzdendi ve bende keşfetme arzusunu tetikledi.

En sevdiğin Türkçe Rap albümü?

 Rapüstad.

Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla yurt dışında birçok şehirde konser verdiğini görüyoruz. Sözlerini anlamayan kitle karşısında sahne almak nasıl bir his?

İlk başlarda ben de çekiniyordum ama zamanla alıştım, anlayamasalar dahi hissedebiliyorlar bir şekilde. Bu da aradaki iletişimin kopukluklarını ortadan kaldırıp, sözlerin ve beat’lerin melodisiyle bağı kuvvetlendiriyor. Sözleri merak edip anlamak isteyenler de az değil elbette, en yakın zamanda İngilizce çevirilerini yapıp eklemek istiyorum. Zaten evvelden beri müziğin milliyeti ve sınırı olmadığını düşündüğüm için beklenti kurduğum yönde ilerliyorum, rotamın günden güne genişlemesi de daha iyi şeylere delalet kanımca.

Geçen sene 19 Kasım’da yayınladığın Vinyet albümüne Grup Ses ve Ince Şarj da birer remix’le konuk oldu. Son zamanlarda gelişen Türkiye’deki enstrümantal müzik sahnesi hakkında neler düşünüyorsun ve “Şunları kesinlikle dinlemelisiniz.” diye sayabileceğin isimler var mı?

Gayet aşikar ki kallavi bir güruhtan bahsediyoruz. Özgün ve kalifiye prodüktörler dinliyoruz uzun zamandır. Türkiye’deki beat maker’ların aslında kulak doygunluğu bakımından avantajlı bir durumu var. Geleneksel ve yöresel müziklerin bugünkü elektronik müzikteki yankısı da bundan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Eskisinden farklı olarak artık mümkün mertebe ortak çalışmalara katılmaya çabalıyorum. Burada sayılabilecek çok fazla isim var ama öncelikli aklıma gelenleri sıralamaya çalışayım. Son zamanlarda birlikte albüm hazırladığımız Grup Ses’i ve uzun yıllardır takip ettiğim 2/5 BZ’yi tınısı, tarzı ve yaklaşımı bakımından başta sayabilirim. Levni, Gantz, Da Poet, Ozoyo, İskeletor, Deviasend, Gökalp K. ve Wodashin aklıma gelen diğer isimler…

Yaptığın müziğin büyük bir kısmı sample altyapılı; tozlu raflardan çıkmış kasetlerin kokusunu hepimiz alabiliyoruz, küçükken dinleyip de etkilendiğin sanatçılar kimler?

Çoğunlukla Barış Manço dinlemeyi severdim, zamanla Cem Karaca, Erkin Koray ve Moğollar derken Anadolu müziğinin bu yüzünü de tanıma şansım oldu. Bunun yanı sıra köy ortamında çok vakit geçirdiğim için türküler, nefesler, deyişler duydum hep büyürken. Bu iki ilintili kanalın kulağımda yer etmesi çok doğal.

Ethnique Punch senin şahsi karakterinle uyuşuyor mu, yoksa senin için sadece “yarattığın bir karakter” mi?

Uyuşuyor olmalı. Yarattığım bir karakter ama bir kukladan fazlası benim için. Kendimle örtüşen bir suç ortağı gibi görüyorum bu olayı. Rutin içerisinde belki de fonksiyonu olmayan bir detayı müzik ve söylemle çırparak farklı açıdan düşündürmeyi becerebilen bir tecrübe.

Dertlerini en iyi anlatabildiğini düşündüğün sana ait şarkı ve albüm?

Cevap vermesi güç, çünkü hepsinde derdimin bin bir ayrı parçası var. Kaldı ki daha hiç bahsetmediğim bin bir türlü derdim daha var. Sanırım bu sorunun cevabı sonraki albümlerimde daha kafa bulandırıcı bi hal alabilir.

Ölü ya da diri, stüdyoya girip birlikte şarkı yapmayı dilediğin isim?

Cahit Berkay

Müzikal kariyerinde “sıçrama noktası” diyebileceğin bir an var mı?

Üniversiteden mezun olduktan sonra ailemin desteği sayesinde iş aramadım, evde oturup müzik yapmayı tercih ettim. Öncesinde de sürekli beat yapıyordum fakat iş yerine tam zamanlı müziği seçmek maddi zorluklar getirdi. Yine de bu sırada üretmek istiyordum ve vaktimi istediğim şekilde kullanabildim. Vakti geldiğinde ürettiklerimi yayınladıkça karşılığını göreceğimi düşünüyorum.

Senin için hazırladığımız “ikiden seçmeli” sorularımızı soralım;

Şarap mı bira mı? Şarap

Brother Ali mi Action Bronson mı?  Al birini vur ötekine!

Synth mi sample mı? Synth sample’lamak

Öykü mü şiir mi? Şiir

Berlin mi Eskişehir mi? Eskişehir