RIGHT THOUGHTS, RIGHT WORDS, RIGHT ACTION

RIGHT THOUGHTS, RIGHT WORDS, RIGHT ACTION


Franz Ferdinand


Evvela Deezer Türkiye’ye teşekkür ederek başlayalım yazıya. Yemediler yedirdiler, içmediler içirdiler, işbu incelemeyi yazabilmemiz için albümü dinlememizi sağladılar. Tuttukları altın olsun. Sağ ol, sağ ol, sağ ol Deezer!

 

The Libertines sonrası Ada müziği, öz evladı rockn’roll’la ateşkes antlaşması imzalamıştı. The Beatles’ın torunlarının, The Clash’in tohumlarının, The Smiths’in çocuklarının aradığı taze kan; The Libertines’le ülkenin müzik damarlarında tekrardan dolaşmaya başladı. Böylece; britpop’un ülke genelinde olağanüstü hal ilan etmesiyle köyünde inzivaya çekilen rock’n roll, siyah deri ceketini giyip tekrardan caka satmaya başladı. Bundan cesaret alan sürüyle grup da, Pete ve Carl’ın kuyuya attığı taşın ardından kendilerini kuyuya attı. İyi ki de attı…

 

Algısı en düşük seviyedekilerin zihnine bile yüzde bin oranındaki akılda kalıcı melodileri, babaannenizin nakış işlediği gibi işleyen Alex Kapranos ve Oynak Indie Rock Orkestra’sıyla tanışmamız da bugünlere dayanıyor. Franz Ferdinand öncesi çeşitli gruplara yardım ve yataklık eden Kapranos’un sonunda voliyi vurmasını sağlayan grup, 2004’ten beri The Libertines’in açtığı otobanda gaza basıyor. Küçük Beyoğlu’ndan Kuzey Kutbu’ndaki herhangi bir rock bar’a kadar her yerde karşımıza çıkan Take Me Out single’ıyla başlayan yolculuk, toplamda üç stüdyo albümüyle eğlenceye kestirmeden ulaşmak isteyen herkesin güvencesi olarak tüm hızıyla sürüyor. 4 yıllık aranın ardından; doğru düşünceler, doğru kelimeler ve doğru aksiyonla karşımıza çıkan yeni albüm de, bu yolculuğun tüm ihtişamı ve eğlencesiyle daha uzunca bir süre devam edeceğinin garanti belgesi gibi. Allah sana uzun ömür versin Franz Ferdinand kardeş.

 

Albümün başlangıcıyla beraber Alex Kapranos ve ekibi en iyi yaptığı şeyi yapmaya başlıyor. Peki nedir bunlar?

 

 

– Right Action single’ıyla kapıyı açan albüm, sizlere taş gibi bir “Indie anthem” armağan ediyor. Ertesi günü hangover uyanmanıza sebep olacak bir gecenin başrol oyuncularından olmak için hazır ve nazır. Nu-disco, trap, techno, hip hop… Şimdilerde electro robotu veya hip hop berelisine dönen tüm eski öğrencilerini bir sınıfa dolduruyor ve temel eğitimini tekrardan hatırlatıyor Franz Ferdinad. Nakaratındaki synth’lerin Banu Alkan – Neremi Neremi etkileşimi ise bu temel eğitimin tuzu biberi oluyor. Talking Heads’in kafasını okşayan post-punk gitarlar da cabası.

 

– İskandinav disco beyi Todd Terje prodüksiyonlu şarkılardan ilki olan Evil Eye’la, grubun elektronik müzik etkileşiminin dibine vuracağını düşünenler baltayı fena halde taşa vuruyor. Franz Ferdinand’la ortak noktayı bulan Terje, kaymak gibi prodüksiyonla, grubun Tonight albümündeki synth deneylerini mükemmelleştiriyor. Bunu yaparken de, Franz Ferdinand’ı Franz Ferdinand yapan elementlerin hepsi yerli yerinde duruyor. Robert Hardy’nin funk damgalı baslarının şarkıyı resmen sırtında taşıdığını söylemeden geçmemek lazım.

 

– Derken devreye Love Illumination giriyor. Synth’leriyle dans ayakkabılarınızın kayıp tekini tıpkı Cinderella’ya giydirir gibi ayağınıza giydiren şarkı, albümdeki çoğu parçada olduğu gibi ilk dinleyişin ardından DNA’nızın içine işliyor. Obua sololarının arzı endam ettiği şarkı, “Freak Show” videosunun hakkını veren bir post-punk devşirmesi olarak albümün kredi notunu yükseltiyor.

– Debbie Harry ile Blondie’nin, Kapranos’un vokallerinde ve grubun müziğinde serbest dolaşım hakkı kazandığı Stand On The Horizon ise; albümdeki ikinci Todd Terje prodüksiyonlu şarkı olarak söz hakkını alıyor. Gerçi bizim söylememize bile gerek yok. Şarkının, dördüncü dakikadan itibaren sokağa çıkıp; “Bana Todd Terje eli değdi!” diye bağırmadığı kalıyor bir tek.

 

– Bütün o neşesinin altında ölüm korkusundan dem vuran Fresh Strawberries, 42 yaşında olduğunu bugün öğrenip ofis kapsamında dumur olduğumuz mod beyefendisi Kapranos’un, kedinden emin tavırlarının endişeyle imtihanını gözler önüne seriyor. Hızlı tren şeklinde seyreden albüme, az da olsa nefes aldırması ise takdire şayan. The Beatles etkileşimlerini fark edenler FAV’lasın.

 

– Treason! Animals.’ta, Pulp’ın pamuk şekeri tadındaki pop yörüngesine giren Kapranos ve arkadaşları, müzikteki neşenin aksine fazlasıyla dertliler. Orglar vesilesiyle 60’ların garaj rock tadını damağınızda hissetmeniz de pekala mümkün.

 

– Kapranos’un, “Aşkın kanunu değil ama ızdırabını yazsam yeniden” diyerek kırılgan bir ses tonuyla başladığı The Universe Expanded, synthesizer’ların himayesi altında albümün temposunun aşağı düştüğü dakikaları hızlı kargoyla kırık kalplere teslim ediyor. Ballad şeklinde yavaş adımlarla ilerleyen şarkıda bilin bakalım ne var? Akılda kalıcı bir nakarat, Konu Franz Ferdinand olunca, buna şaşıran bir arkadaş varsa aranızda, edebiyle kendini tornavidalayabilir.

 

– Synth’lerin etkisiyle; “13’den bir Blur şarkısı mı açıldı acaba shuffle’dan?” diye düşündüren Brief Encounters, bir önceki şarkıyla temposunun vitesini küçülten albüme ayak uyduruyor. Star Trek’te bayıltıcıya ayarlanmış Phaser tabancaları gibi org tonuna ayarlanmış synth’lerle şarkı kimi zaman reggae denizine girip boy veriyor.

 

– Kapanış şarkısı kontenjanını şarkı sözleriyle sapına kadar hak eden Goodbye Lovers and Friends, Kapranos’un 2011’de Boom Bip’le beraber söylediği aynı adlı parçanın Franz Ferdinand kalıbına uydurulmuş ve upgrade edilmiş hali olarak karşımıza çıkıyor. Umarız şarkı içeriğine uyup, bizlere veda etmek gibi bir niyeti yoktur Franz Ferdinand’ın. Yoksa elimizde viski şişeleriyle soluğu İskoçya’da alıp, rezalet çıkartırız ona göre.

 

 

Tonight’a kadar evrilen sound’un 2004 ruhuyla orta yolu bulmasını; grubun kendi kimyasını bozmadan, bugüne kadarki üç albümünde yaptığı en iyi şeyleri aynı çatı altında toplamayı başardığı albüm, her şarkısıyla Franz Ferdinand’ı ne kadar özlediğimizi hatırlatıyor. Fiş-şek gibi bir ilk yarının ardından, bazen rot balansında bozukluklar yaşasa da, fazlasıyla güzel ve eğlenceli bir albüm Right Thoughts, Right Words, Right Action. Franz Ferdinand’dan Amerika’yı yeniden keşfetmesini bekleyenler olduğunu pek sanmıyoruz. Bir Franz Ferdinand albümünden beklenmesi gereken neyse, onları bu albümde kaşık dolusu bulacaksınız.