CARAMEL

CARAMEL


Connan Mockasin


Müzik tarihinde “Video Killed The Radio Star” noktasını milat alacak olursak, dış güzelliğin iç güzellikten daha çok ekmek yediğinin örneklerini bolca görebiliriz. Esas olan sadece güzellik de değil aslında… Dikkat çeken, dönüp baktıran, “Vay arkadaş!” dedirten bütün süslü paketler satıyor. Çünkü cinsel ilişki satıyor. Çünkü gariplik satıyor. İyi ki garip cinsel ilişki satmıyor, neyse ona da bir ara eğiliriz belki…

Her sabah “O son LSD’yi gömmeyecektim” pişmanlığıyla uyanan, ya da en azından öyle uyandığını tahmin ettiğimiz müzisyenler arasında da bu garip adam und kadınlardan bolca bulabiliriz. Bir parti için “dress code” ne demekse; bir garip video’lar, bir öcülü kıyafetler, bir enteresan tavırlar da bu insanlar için aynı anlamı taşıyor.

Connan Mockasin de işte bu adamlardan biri. Yeni Zelanda’nın Zeki Müren’i olarak tanımlayabileceğimiz makosen başkan, YZ Sanat Müziği icra etmese de, coğrafyasının tuhaf estetiğini müziğine entegre etmekte sürekli yükselen bir grafik sergiliyor. 2006’dan beri sektörün içinde olmasına rağmen Mockasin, “Allahım yeni bir şey keşfettim galiba, yaşasın!”cıların dikkatini; 2011’de yayınladığı Forever Dolphin Love başlıklı uzun çalarıyla çekti. Daha doğrusu, eski kulağı kesiklerden Erol Alkan’ın müzisyeni keşfedip, kendi plak şirketi Phantasy Sound’a transfer etmesi de Mockasin’in ününe ün kattı diyebiliriz. Yiğidin hakkını yiğide teslim edelim; taş gibi, evladiyelik bir albüm olan Forever Dolphin Love sonrasında neler olacağı müzik IQ’su 65’in üzerinde olan herkesin merak konusuydu. Post-masterpiece sendromuna yakalanmasından çok korktuğumuz sarı fırtınadan müjdemiz var; YAKALANMAMIŞ! Hatta her mütevazı çalgıcıdan bekleyeceğimiz üzere. maharetlerinin üzerine kaçak kat bile çıkmış.

“Deneysel Olmayı Çok Yanlış Anlayanlar Kuşağı”nda her güne yeni bir “O kadar deneysel ki bokuma benzemiş” grup düşüyorken, Mockasin onur belgesiyle mezun oluyor. Beş bölümden oluşan, televizyon dizisinden hallice It’s Your Body çalışmasında merak ettiği her şeyi deneyen, denemekle kalmayıp kaydeden, kaydetmekle de kalmayıp kendine hayran bırakan Mockasin’in algısının açıklığına hayran kalmamak, beyni bulandıran kimyasalların tadına bir bakmayı sinsice düşünmemek işten bile değil.

Loş kırmızı ışık, tütsü, Milli Eğitim Bakanlığı’nın da çok sevdiği kenevir, kırmızı şarap, Amerikan yerlilerinin totem objesi düşkapanı ve halı desenleriyle kaplı bir hostel ortamını anımsatan sound’a sahip albümü dinlediğinizde iki buçukluk Passiflora içmiş gibi oluyorsunuz. Mockasin’in aşık olduğunu iddia ettiği yunusla geçirdiği trafik kazası ve etrafında gelişenleri anlattığı Caramel, kulağına sağlık makosen başkan dedirtiyor. Son cümleden hiçbir şey anlamadığınızı duyar gibiyiz, biz de anlamadık, Connan Mockasin kendi böyle açıklıyor. Mockasinoloji bölümünden mezun arkadaşlar varsa çıksın da ayaklarının tozuyla bir metin analizi yapsın.

Yarın sabah işinize giderken favori kahve zincirinizden alacağınız kahvenize karamel şurubu ekletmek istemenize sebep olacak albümün pazu bandını ise kesinlikle I’m the Man That Will Find You takıyor. Yedek kaptanlığı I Wanna Roll With You üstleniyorken, taraftar grubunun amigoluğu rolünde ise Do I Make You Feel Shy’ı izliyoruz. Diğer parçaların top toplayıcılıkla yetindiği sanılmasın, diğer bütün parçalar da turbo fırında karamel gibi eriyor.

Müzisyen olmasaydı Legolas rolünü Orlando Bloom’dan çalabilecek platinlikte olan Mockasin’in elf gözleri, müziği gerçekten çok iyi görüyor.