BURNING BRIDGES

BURNING BRIDGES


Ludacris


Fast & Furious serisinin en renkli kişiliği Ludacris a.k.a. Christopher Brian Bridges, filmde Tej Parker kisvesi altında garajında arabaları parçalarken 16 yıldır stüdyosunda parçalara ayırdığı melodileri CV’sine monteliyor. Uzun ömürlü değil çabuk tüketilesi müzik yapan şarkıcı, hizmet ettiği hip-hop sektörüne aşk mektupları yazan albümlerinde herkese hitap etmeyi birincil amacı olarak belirliyor ve kimi zaman tartışma yaratacak sözlerle dinleyicilerinin kaşını kaldırmayı beceriyor. 2001 tarihli albümü ‘World of Mouf’tan çıkan ‘Move B**ch’ ve 2 Fast 2 Furious filminin soundtrack’inden ‘Act A Fool’ gibi şarkılarıyla vakti zamanında yazlık diskoları layıkıyla şenlendiren Ludacris, yeni EP’si ‘Burning Bridges’ sayesinde sevenleri ile açılan arasını kapatmayı hedefliyor.

Saçma ve komik anlamına gelen ‘ludicrous’ kelimesiyle sıkça karıştırılan ismine hizmet edercesine saçmaca eğlenceli bir müzik icra eden Ludacris, alt metni bol EP ismi suretiyle geçmişiyle köprülerini yakıyor ve ‘yeni başlangıçlar’ motto’suna el basıyor. Albümlerine misafir ettiği isimlerle insanda dost meclisiyle kulüp keyfi intibası uyandıran Ludacris, beş yıllık kuraklığı sonlandıran muson yağmurunu andıran ‘Burning Bridges’ EP’sinde yine kıymetli arkadaşlarıyla altın günü düzenliyor.

 

31 Mart’ta yayınlanacak dokuzuncu stüdyo albümü ‘Ludaversal’ ana yemeğinin öncesinde iştah açıcı mahiyetinde altı şarkı yayınlayan Ludacris, rol arkadaşı ve kadim dostu Paul Walker’ın zamansız ölümünün ardından girdiği depresyonundan müzik yardımıyla çıkıyor. ‘Ludaversal’ın bugüne kadar kaydettiği en kişisel albüm olduğunu söyleyen Ludacris, ‘Burning Bridges’ ile iç çatışmalarının röntgenini çekip notaya döküyor.

Latince bir deyiş olan ve sıkça yanlış anlaşılan “Memento mori”yi kendine göre yorumlayan Ludacris, faniliğini hatırlıyor, hayata daha da sıkı bağlanıyor ve geçmişi geçmişte bırakarak EP’sine ‘New Beginning Intro’suyla başlıyor. Aşk, para ve hayat gailesi gibi temaları işleyerek Susan Miller’ın burç yorumlarını rap şeklinde okuyormuş gibi görünen Ludacris, yine hız sınırını geçip radara takılan nakaratlara imza atıyor.

‘Money’de, arkada ağıt yakan koroya Rick Ross’la halay çekerek eşlik eden Ludacris, kendisi ile akrabaları dışında kimsenin bayılarak dinlemeyeceği şarkıda ağır tempo hip-hop dersi veriyor.

Cee Lo Green’in eşlik ettiği ‘Problems’a imzası haline gelen girişi yaparak “They say Ludağğğ” diye başlayan Ludacris, ‘Chicken-n-Beer’ albümüne koymayı unuttuğu bir şarkıyı yeniden yorumluyormuş hissi veriyor. Aralarda bir yerde Akon’cılık oynayan Green, şarkıya yeşillik katıyor; ancak şarkı insanı salata yemişçesine tok tutmuyor.

90’lar hip-hop sound’uyla açılış yapan ‘In My Life’, kurdelesini John Legend’a kestiriyor. Legend’ın Yumoş’a batırılmış sesi, Ludacris’in sesiyle hoş bir tezat yaratırken, şarkının janrı zaman zaman soul’a kaçıyor.

EP’ye ismini veren ‘Burning Bridges’, Jason Aldean’ın sesi ve oldukça tanıdık bir melodiyle açılıyor. Pop ile başlayan şarkı, hip-hop’a dönünce çıkmaz sokağa giriyor ve Burning Bridges pek de bir yere varamıyor.

‘Good Lovin’e gökkuşağını andıran ses rengiyle Miguel teşrif ediyor ve EP’nin tek ortalama üstü şarkısına imza atıyor. Melodik ruh eşini bulan Ludacris, kapanışı güzel yapıyor ve olayı tatlıya bağlıyor.

Eski sevgiliye atılan “Uyudun mu?” mesajı kadar gereksiz olan ‘Burning Bridges’, ‘olmasaydı olurdu’ EP’ler listemizdeki yerini alıyor.