RESTRICTION

RESTRICTION


Archive


Trip hop ile progressive rock arasındaki köprümüz Archive, 20 yıllık kariyerini Restriction ile taçlandırıyor.

1990’lı yıllarda İngiltere’de yeni bir müzik yapmak isteyen herkes kendini trip hop’un kollarına bıraktı. Massive Attack, Portishead derken çıta her gün yükseliyordu. Biraz daha farklı olanın dikkat çektiği o dönemde Archive müziğine bariz progressive rock ögeleri eklemeyi tercih etti. Bu formül grup için ufak bir hedef şaşmasına sebep oldu zira vakit gelince Archive, İngiltere’den öte Avrupa’da nam salmıştı.

Dev bir Avrupa turnesinin ardından stüdyoya kapanan Archive, lise sıralarında bıraktığımız müziğini tazeledi. Yenilemedi ama tazeledi. Bir formülün ardına sığınan müzisyenleri eleştirmekten sıkılmıyoruz, onları kendilerini yenilemeye Ceviz Kabuğu’nda konukmuşçasına devam ediyoruz. Bu sefer iş bizim için de başka bir noktaya taşınıyor.

Senelerdir müziğini pek değiştirme yoluna gitmeyen Archive, Restriction’da ondan bekleneni yapıyor. Eski dostumuz Archive’ın ve lisede, üniversitede bıraktığımızı sandığımız hislerimizin yerinde olduğunu anlıyoruz. Bu durum Restriction’ı kötü bir albüm yapar mı? Yapmaz.

İşe yarayan bir formüle oturtulan Restriction, dinledikçe harika bir müzikale dönüşüyor. Trip hop’un derinliklerinde kaybolacağınızı hissettiğiniz albüm, kendini İngiliz depresyonuna teslim ediyor. Yavaş yavaş kanınıza işleyen sakin ritimler karşısında savunmasız kalıyorsunuz. Kalkanlarınızı kaldıran Archive, Riding In Squares ile geri dönüyor.

Kimi zaman soul, kimi zaman noise rock havası hissetiğiniz Restriction’da Slowdive ve Nine Inch Nails’ın buluşmasına şahit oluyorsunuz. İçine azıcık soul katılmış Kid Corner ile daha duygusal bir Massive Attack’ın varlığına inanıyorsunuz.

Sizi karmaşık hislere sürükleyen Restriction, sırtınızı dayayabileceğiz bir Archive’ın varlığını müjdeliyor. Daha ne kadar aynı müziği dinlemek istersiniz, ona kefil olamayız ama bizim lisede sevdiğimiz Archive, daha aynı yaş grubuna ilham olmaya devam edecek gibi duruyor.