SATILIK KALEM

SATILIK KALEM


Kök - Sanki


Kabak & Lin Records

Çıkış: Ekim 2018

Merhaba ben Kaan Sezyum… Yıllardır yazı yazarak para kazanıyorum. Yani başka bir gelir modelim yok. Ben yazı yazıyorum, karşılığında para alıyorum… Hal böyle olunca insan düşünmeden edemiyor: Nasıl daha fazla kazanabilirim?

Sonuçta döviz ve yaşam şartları malum. Elalem nasıl paralar kazanıyor, saraylarda, halılarda, duşakabinoğullarında yaşıyor malum… E göz görünce gönül de istiyor ister istemez. Neyse efendim uzun lafın kısası, bundan sonra daha çok kazanmak için daha çok yazmaya karar verdim. Ama bu kez sadece para kazanmak için yazacağım. Satılık bir kalem gibi bana neyi yaz, neyi öv derlerse, onlardan bahsedeceğim. Gerekirse parasıyla marka bile gömerim yani nedir. Günümüz gazetecileri böyle böyle etlendi, altlarına araba, at, yalı ve denizaltı çekti sonuçta. Benim neyim eksik? Başım kel mi? –Evet…

Gelelim Satılık Kalem’in ilk bölümüne. Tabii ki ilk olarak kendi albümümü, kendi müziğimi öveyim dedim. Belki biliyorsunuzdur, ben bir de davulcu olarak bir hayat yaşıyorum. Rak davulcusuyum, yıllarca caz çaldım, hiçbir faydasını görmedim. Biraz da rak tarzında çalayım dedim ve yıllar önce Kök adında bir gruba dahil oldum. Grup da grup. Bas gitarda ülkenin rak bası (ve Borusan) denildiğinde akıllara gelen ilk ismi Kerem Tüzün var. Kerem gerçekten de sıra dışı ve güçlü bir basçı. Yıllarca Kurban’da çalmışlığı var. Sahnesi muazzam, bir de solak. Kurban üretim temposunu düşürünce Kerem haliyle bize kaldı. İlk albümden şu parçada mesela bir de Kerem neler çalıyor ona bi’ bakın.

Kök – Yüz Bir 

 

Gitarda ise grubun elektronik beyni Cem Ömeroğlu var. Dünyanın en iyi, en yumuşak insanlarından biri. Bir öğretim görevlisi aynı zamanda. Akustik ve kayıt teknikleri üzerine bir uzman. Aynı zamanda da halen Adamlar grubunun sahnede seslerini yapıyor. Tabii ki Cem’i de Türkiye’nin en şekilli grubu Nekropsi’den tanıyabilirsiniz (Kerem de Nekropsi’de bas çalıyor, unutmadan onu da ekleyeyim).
Nekropsi’nin de yeni iki parçası çıktı bu arada, onları da övmeden geçmemek lazım. Özellikle alttaki Sekizler parçası olacak iş değil. Say say kaç çıkacak bakalım?

Nekropsi – Sekizler

 

Kök’ün ilk albümü tam Gezi zamanına denk geldi, o sırada tabii başka idi zamanlar. Maslak’ta, grubun gizli dördüncü elemanı Murat Gülbay’ın evinde/stüdyosunda kaydettik. Bence, zaten stüdyo dediğin ev gibi olmalı. Kendi aletin edevatın olacak, insan gibi kaydedeceksin… Maslak 1024’den sonra insan kayıt yapacaksa ya MIAM’ı ya da Pür’ü tercih edebiliyor. Aşağısı kurtarmıyor. Zaten Pür de İstanbul’daki en iyi stüdyolardan biri oldu benim için. Alet edevat ve akustiği dışında, Ozan Öner ve Burak Gürpınar gibi iki çok önemli insanla çalışmak için bile Pür’ü tercih edebilirsiniz. Benden söylemesi. Ozan da müziğe ilk başladığım zamanlardaki bas gitaristim. Burak Gürpınar da aynısının davul çalanı.

Pür dediğim yer de bu şekil bir stüdyo. Giderseniz selamımı söyleyin arkadaşlara.

İlk albümden sonra ne yalan söyleyelim, işten güçten zaman bulamadık. Haftalık provalarla da kolay kolay albüm çıkmıyor. Arada Cem Karaca için yapılan toplama albüm için ‘Bindik Bir Alamete, Gidiyoruz Kıyamete’ parçasını kaydettik… Yeniden dirilişimizin ilk işaret fişeği de bu parça oldu bence.

Kök – Alamet

Alamet’ten sonra elimizdeki kayıtlardan devam edelim dedim. O sırada Ediz Hafızoğlu (yerli ve milli, muazzam bir davulcudur kendisi) vesile oldu, Kabak & Lin Records’a geçtik… Oradan da ilk olarak Düş adlı parçamızı bastık. Aslında ‘Düş’, ‘Sanki’den daha yeni bir parça. Grupça yeni yönelimimizi de güzel bir şekilde özetliyor. Tonlara ve çalımlara bakarsanız biraz daha funk/rock çizgisine kaydığımızı görebilirsiniz.

Kök – Düş

‘Sanki’ye gelince… Öncelikle parçanın girişinde Kerem Tüzün’le karşılaşacaksınız, şaşırmayın. Kerem’in en sevdiği bas gitaristlerden Cliff Burton’a sevgilerini yolladığı bu intro’dan biraz sonra, kayıt sırasında şaka olsun diye yaptığım, sonra da parçanın üzerine kalan uzuuun bir davul atağı var. Dikkatli dinlerseniz, aklınızda bulunsun. ‘Sanki’nin mastering kısmının bittiği tarih 4 Nisan 2017’ymiş. Dosyanın üzerinden baktım. Mastering’i Babajım’da Pieter Snapper’a yaptırdık. Acayip acayip aletlerin içine girip çıktı çaldığımız eser. Pieter’la da Miam’dan tanışıyoruz. Zaten Cem’le de mesai arkadaşları kendileri. Arkadaşlarla dostlarla oluyor zaten güzel şeyler…

Kök – Sanki

  

Arkadaşlar deyince kapağımızı çizen sevgili dostumuz Burak Şentürk’ü unutmak imkansız. Burak’ın detaycı ve muazzam çizgisine zaten ekipçe hastayız. Hatta ekipçe  kendisi daha dünyaca ünlü bir çizer olmadan öncesinde de çalmışlığımız bile var. Gruptan bir eleman kendisi. Çizerek katılıyor, yakında belki gelir bir gitar çalar, bir söz söyler. Burak’ın çizgisini anlatmak anlamsız, siz kendiniz işçilikteki detaylara bakarsınız. Burak’ın Instagram profilini de mutlaka takip edin. Kendisi ülkemizin yaratıcılık alanında gurur duyulması gereken isimlerinden… Öv öv bitiremem zaten.

Neyse, şimdilik ilk Satılık Kalem’in sonuna geldik. Her türlü övgü dolu yazı yazılır. Siz yeter ki güzel bir şeyler üretin. Paylaşalım güzelleşelim. Hepinizi muhabbet ve müzikle selamlıyorum.

@kaansezyum