2012’NİN EN İYİ ALBÜMLERİ

2012’NİN EN İYİ ALBÜMLERİ


Hemi Behmoaras


10. TY SEGALL & WHITE FENCE – HAIR

 

 
Çiğ gitar köfte salonuna White Fence’i ortak alan Ty Segall, White Stripes soslu köftesiyle satışlarına tavan yaptırır oldu. Ürünleri arasında Ty Segall’in boğaz yakan dürümü ve White Fence’in Distortion kebabı bulunan salonun mönüsünde gitarlı köfte seven herkesin ağzına layık tatlar bulunmakta.

 

9. BEACH HOUSE – BLOOM

 

Dördüncü albümleriyle birlikte 76 filmin ayrılma sahnesini, 128 filmin öpüşme sahnesini parselleyen Bob Dylan endamlı kız ve bir adamın oluşturduğu Plaj Evi, geçmişteki işlerinden pek farklı bir hissiyat vermese de, bizlere hüznü ve sevinci on farklı şekilde anlatıp bir de üstüne sevdiriyorlar.

 

8. DJANGO DJANGO – DJANGO DJANGO

 

 

Kınalı kuzu Daisy’den sonra klonlama tekniğinin gurur kaynağı Django Djangolar, klonların haklarını korumak adına birlik ve beraberliğe girerek bir bando kurdular. İlk başlarda enstrüman bulamadan el çırparak başladıkları müziklerine, Altı Nokta Körler derneğinin de yardımı ile bir klavye ve saz da edinerek yarattıkları, pilav üstü deneysel rock yapısı ile, klon top 10 listesine zirveden girmeyi başardılar.

 

7. DAN DEACON – AMERICA

 

Saklambaçtan yakar topa, bol sinsi ve koşturmalı her türlü oyunu bilen Ramazan Davulcusu Dan, kimi parçalarında tokmağına kulak kanatırcasına sert vurmuş. Saklambaç oynadığı cılız çocukluk dönemini özler şekilde neşeli ve huzurlu tınılara yer vermeyi de ihmal etmemiş. 

 

6. DIIV – OSHIN

 

 

Kendi mahallerinin en iyi topçularının bir araya geldiği, ilçe amatör ligi şampiyonluğu için iddialı bir kadro kuran, kızların yüreklerini hoplatan ve genç erkeklere idol olan bıçkın DIIV, ligdeki ilk sezonunda bol gollü maçlara imza attı. İdmanlar dışında bol bol bisiklet sürüp, kahvelerde kız kesen evlatlar, yeni sezonda başarılı olmak istiyorlarsa pas organizasyonlarına daha dikkat etmeleri gerekecek.

 

5. BEAR IN HEAVEN – I LOVE YOU IT'S COOL

 

Ne olsa yaparız; hemi de en iyisini mottosuyla yola çıkan, post rock'tan ambient'e çeşitli meslekler arasında gidip gelen ve sonunda neo – psychodelia sektöründe sigortalı iş bulan grup, kimliğini daha bir oturttuğu bu albüm ile iki seneye iyi bir terfi alır.

 

4. GRIMES – VISIONS

 

Drum machine’imden de, synth tonumdan da vazgeçmem diyen, Hentai karakteri endamlı  Kanadalı prodüktör, sadece genç erkeklerin değil, güçlü duruşuyla kızların da aklını çelmeyi başardı. Şarkıların içindeki komplike ritimleri, bu albümünde de, oldukça başarılı bir şekilde bağlayarak olgun dans ritimleri yaratan Grimes’ın son albümü Halfaxa üstüne yaptığı bu albüm, şekerpare üstüne kaymak niyetine olmuş. 

 

3. FOUR TET – PINK

 

 

İki yılda bir yaptığı kendini tazeleme operasyonları ile tıpkı apartmanları yıkıp yerine daha farklısını (güzelini) diken bir müteahhit edasıyla çalışan Four Tet, yeni binasında bol bol UK Garage marka tuğla kullanmış. İnşaatçıların pek sevmediği tuğlaları, old school Four Tet sıvasıyla kapatan müteahhitimiz, emlak severlere yine içinde dolanırken şaşkın şaşkın bakınacakları bir apartman sunuyor.

 

2. WILD NOTHING – NOCTURNE

 

Dream pop tabirinin içine bizleri tam anlamıyla sokan bu albüm, sevgilinize her türlü durumda seslenme aracı olarak da kullanılabilir. Sevişesiniz geldiğinde Paradise, seni çok üzdüm Ayşe diyeceğiniz zaman Shadow gibi parçalarla bir çok farklı duyguya ulaşan albüm, en büyük ilham kaynaklarından Johnny Marr’ın gitarlarına da sadık kalarak insan psikolojisinin ağzına sıçıyor.

 

1. TAME IMPALA – LONERISM

 

Tame Impala yine her şarkısı birbirinden kuvvetli bir albüme imza attı. Grup, güçlü ve bol delayli klavye kullanımı ve kirli gitarları bildiğimiz klasik soundlarıyla birleştirince ortaya ilk albümden bile daha güçlü bir albüm çıkartarak “Sophomore Slump”*ı başarıyla atlattı. Erkin Koray, Omar Khorshid gibi önemli isimleri 1970’lerden sonra dünyaya yeniden tanıtan Sublime Frequencies’in kaymağını afiyetle yiyen en güzel revani oldular.

 

*ikinci albüm travması