BİR MAĞAZA ÇALIŞANININ NİŞANTAŞI ZARA ANILARI

BİR MAĞAZA ÇALIŞANININ NİŞANTAŞI ZARA ANILARI


Gün perakendenin günü


Modern zamanların en etkili antidepresanlarından biri olup AVM ve geniş caddelerde volta atan alışverişin, ülkemizde nice karşılığı var. Tüm mal varlığını yarın yokmuşçasına tekstil sektörünün gelişmesi için kullananlar, kredi kartı bağımlılığı yüzünden kliniğe yatmak zorunda olmasına rağmen taksitception’a girerek çok taksite inananlar, borç batağında kolluksuz yüzmelerine rağmen karaya ayak basmaya niyeti olmayanlar…

7 yılını tekstil sektörünün demir parmaklıkları arasında geçirmiş biri tarafından yazılmış alışverişin gayrıresmi kutsal kitabının ilk satırlarını bir üst paragrafta okudunuz. Melek ve şeytan arasında gidip gelen tekstil devlerinin, peşi sıra açtığı mağazalarda nefes alan kulları müşteri başlığı altında incelediğimizde, alışveriş dininin taslağı az çok ortaya çıkmış oluyor. Müşteri profillerini tespit yeteneğinizle masaya yatırdığınızda ise kimi zaman şehir efsanelerine konu olacak, kimi zamanlar ise trajikomiklikte sezon sonu indirimi yaşatacak manzaralara rastlıyoruz.

Orijinal baskısı bizzat bizde bulunan ve sonsuz sayfa olan müşteri profillerinin sayfalarını yavaş yavaş çevirmeye başlayabilirsiniz.

 

Ateş icat edilidiğinden beri kadınların moda dünyasına daha hakim olduğunu düşünen erkeklerin kendilerini güvenli sandığı ellere teslim etmesi sonucunda ortaya çıkan manzara, Ronald McDonald’dan hallice olabilirken, ‘Beni baştan yarat’ konulu tezlere de ilham verebilir. Erkek arkadaşının/oğlunun fiziksel özelliklerini bir türlü kabullenmek istemeyen sevgili/anne yüzünden ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları incelersek:

Sevgili cephesinde;

– Roberto Carlos baldırına sahip erkeğin skinny pantolonlar yüzünden kangren olması

– Aynalı Tahir gibi 100 km öteden testosteron kokan erkeğin Teletubbies renk paletine kavuşması

– Love handle’ların sixpack’le karıştırılması sonucunda ‘emanet gibi durdu’ diye tabir ettiğimiz görünüme kavuşmak

 

Kıyafet tercihleri: Dar kot, renkli canvas pantolon (tercihen cart kırmızı), dört tarafı baskılarla çevrili t-shirt, koyu renk Kurtlar Vadisi: Pusu ceketi/takımı

Anne cephesinde;

– ‘Oğluşum çok yakıştı’ cümlesiyle 50 yaşında bile olsa 12 yaşına geri dönüp anne tarafından jedi mind trick yiyenler

– Oversize modasını kapkaççı stiliyle harmanlayan anne yüzünden iki beden büyük kıyafet giyip omuz dikişleri dirseğe kadar inenler

– Beymen’den LC Waikiki imajıyla çıkarak imkansızın başarılabileceğine dair inancımızı tazeleyenler

Kıyafet tercihleri: Zara’nın meşhur tek omuzdan düğmeli/fermuarlı haki kazağı (2 beden büyük), polo yaka dede t-shirt’ü (sigara cebi olması kuvvetle muhtemel), göz bozacak derecede kareli kapri, pompacı (şişme) mont/yelek

 

 

Dünya gözüyle Kıyamet Günü yaşamak isteyenlerin, kişisel alan tanımının ağzına ağzına vurulduğu bu günlerde mağazalardaki yerini almasıyla, inanılmaz görüntülere tanıklık edebilirsiniz.

Mağazanın açılmasına yarım saat kala kapıda Avrasya Maratonu başlangıç çizgisini oluşturan müşteriler, kapıların açılmasının ardından Er Ryan’ı Kurtarmak’taki Normandiya Çıkarması’nın yeniden canlandırmasını başarıyla gerçekleştirirler. Reyonlardan çok, yerlerde ürün bulunabilen indirim günlerinde istediği ayakabbının tekini bulamayan bir kadının cinnetine, İstanbul nüfusunun yarısı mağazada bulunmasına rağmen, satış danışmanının kendisine özel ilgi göstermesini bekleyen erkeğin zulmüne tanıklık edersiniz. Kasa kuyruklarının, kuş bakışı bakıldığında tipografiye yelken açacak uzunluğunun yanında metrobüs kuyruğu cennete açılan kapı gibi kalabilir. İstisnasız herkesten çıkan ‘Offf!’ sesleri ile dünya üzerindeki son sabır taşı orta yerinden çatlar.

Sonu gelmeyen kabin sırasında yanınıza erzak getirmeniz akıllıca olabilir. Dehidrasyondan kaçınmak için damacana su tercih edebilirsiniz. Doğru hamlelerle yeni arkadaşlıklara yelken açabileceğinizi de sakın unutmayın. Aradığınız aşkı, çocuklarınızın anasını/babasını, ilkokul öğretmeninizi kabin kuyruğunda tanıma ihtimaliniz hayli yüksek.

 

Kutuplardan yıllık izne çıkarak gelen sert bir kış veya çöl sıcağından selam söyleyen yaz mevsiminde mağazaları kurtuluş gören insanlar kuru kalabalığın hammaddesi olmayı başarırlar. Yağmur dinene kadar ikametini reyonlara aldıranlar sayesinde ‘Müşteri gibi” profilinin kodları yazılır. ‘Ayıp olmasın’ diyerek sembolik bir alışveriş (çorap) yapanların ise nesilleri gün geçtikçe tükeniyor.

 

Satış danışmanlığı zor zanaat. Yüzlerce farklı insan ve onların binlerce farklı huyuyla haftada ortalama 45 saat baş başa kalmak zorunda kalan, bir gün izinle dinlenmek tanımını sözlüğünde barındırmayan çalışanların işi gerçekten zor…

Çalışanların işini daha zorlaştıran kimseler ise, bu müşteri tipi arasında yer alanlardan oluşuyor.

– Mağazadaki ürünlerin hepsini deneyip içini dışına çıkarıp yere fırlatanlar sayesinde 50 cm’lik bir kabinin ne kadar doldurulabileceğini görebilirsiniz.

– Bedenini bilmeyen ve Small’dan X-Large’a tüm bedenleri deneyenler sayesinde reyona git-gel yapan bir mağaza çalışanı, iki iş günü içerisinde 0 beden’e doğru yelken açabilir. Dukan diyeti falan yalan, satış danışmanı diyetini deneyin. Yüzde yüz çalışıyor.

– ‘Hiç mi yok?’ kod adlı müşteri sayesinde bir çalışanın istifaya ne kadar yaklaşabileceğinizi tahmin bile edemezseniz. İstediği ürünün, istediği bedenini çalışana soran müşteri, ‘Kalmadı’ cevabını alınca ikna olmaz ve sihirli cümleyi kurar: ‘Hiç mi kalmadı?’

Mağazacılık sektörünün velinimeti diyebileceğimiz bu müşteri tipi, sağına bakmaz soluna bakmaz, mağazaya girer, istediği ürünleri kimseye sormadan alır, dener/bazen denemez ve satın alır. Mağaza çalışanlarının gözünde bu müşteri tipi, çoktan cennette tam pansiyon tatil hakkını kazanmıştır.

Pandalar gibi nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu tip müşterileri darlaması ve daha çok satış yapması için baskı yapan mağaza müdürlerini ise, peşin fiyatına iade etmek gerekir. Çünkü ürken bir net müşteri, bir daha aynı mağazaya ayak basmayabilir.

 

Bir başka derin derin nefesler aldıran değiş tokuşçu…

Bunlar sadece moda çekimleri için ürün alırlar ve birkaç gün sonra iade ederler. Kimileri dünya tatlısıdır, saatlerce iki lafın belini kırmak isterler. Bazıları ise kendisini mağazanın en has müşterisi sandığı için, nice kaprisle çalışanı boş A4 kağıdına doğru iter. Stilistler unutmayın; eğer sık sık kulağınız çınlıyorsa, mağaza çalışanlar hakkınızda çok güzel şeyler söylediği için olabilir…

 

Senede iki kere mağazaya uğrayan bu müşteri türü, bir nevi müşteri profillerinin ninja’sıdır. Aniden belirirler, yazlık veya kışlık kıyafetlerini tek seferde alırlar, çok parça alırlar. Karizma katsayıları ve mağaza cirosuna yaptıkları katkılarla sevap puanlarını hanelerine yazdırmakta güçlük çekmezler. Özellikle kişisel primle çalışan satış danışmanları, bu müşteri tipi mağazaya geldiğinde aralarında nice sözlü/kimi zaman fiziksele varan kavgalara yelken açarlar.

 

Kapanış vakti mağazaya girdiğinizde gözünüze çarpan düzgün katlanmış pantolonlar, jilet gibi gömlekler vahiyle mağazaya inmiyor. Bir mağaza çalışanı bunları gün içinde defalarca kez katlıyor. Böylelikle sizin paralar döktüğünüz, spor salonlarında çalışıp da edinemediğiniz kol kaslarını ediniyorlar.

Bu tip müşteriler kapanmaya on dakika kala girdikleri mağazadaki kapanış düzeninin içine adeta bir atom bombası gibi düşerler. Üstüne üstlük 0 (yazıyla sıfır) liralık alışveriş yapmaları da cabasıdır. Ailesiyle yemeğe gidecek, sevgilisiyle buluşacak veya herhangi bir özel programı olan satış danışmanı, bu tip müşterilerin çokluğuna göre kimi zaman mağazadan 1-1.5 saat rötarlı olarak çıkmak zorunda kalır. Eğer karma varsa ve bu profile uyuyorsanız dikkatli olun…

Görseller: Açelya Kırmalı