UZAK MESAFELİ İLİŞKİDE HAYATTA KALMA KILAVUZU

UZAK MESAFELİ İLİŞKİDE HAYATTA KALMA KILAVUZU


Bol türbülanslı bir yolculuk


Uzak mesafeli ilişki, 100 kilometrelik ultra maratona benzer. İlk 20 kilometreyi atlatırsanız bitiş çizgisine ulaşmanız hayli muhtemelken, önünüze beklenmedik engeller çıkabilir. Hızınızı almış giderken nefesiniz bir başkası tarafından kesilebilir ve son kilometrede duvara çarparsınız. Beslenme istasyonlarında ikramı fazla kaçırırsanız yemek midenize oturur ve bozduğunuz tek eşlilik diyeti, size türlü vicdan azabı olarak geri döner. Uzak mesafeli ilişkide, Usain Bolt gibi kendinizi kaptırıp giderseniz, sevgilinizi geride bırakır ve birinci çoğul kişiden tekile geçersiniz.

İnsanın psikolojisiyle Rus ruleti gibi oynayan uzak mesafeli ilişkinin, Going the Distance filmindeki gibi mutlu sonla bitme şansı, patates Hollywood filmlerinin Oscar kazanmasıyla aynı olasılıkta… Yani sıfır. Uzak mesafeli ilişki maratonuna, İsviçre’ye yatılı okula giden erkek arkadaşımı bekleyerek başlayan biri olarak bitiş çizgisini görme şerefine hiç nail olamadım. Sidney maratonuna katıldım, olmadı. Los Angeles maratonunu denedim, olmadı. Ben Roma’ya gittim, son kilometrede adım atacak halim kalmadı. Her profesyonel sporcu gibi emekli olup, antrenör olmaya karar verdim ki siz altın madalyayı kazanabilesiniz… Bu yazıdan sonra okyanus aşırı yolculuğunuzun daha türbülanssız geçeceğini umuyorum.

Farklı saat dilimleri yüzünden otel lobisindeki saatlere dönmesi muhtemel beyniniz, dört işlemi milisaniyede yapmaya başlayacak. “Akşam 8’de görüşürüz” dediğinizde alacağınız cevap “Türkiye saatiyle mi?” olacak. İdeal gece uykunuz sekiz saatin yanına bile yaklaşamayacak. Mevsimlik zombi olmak ne demek anlayacak ve Walking Dead’de figüran olmak için başvuruda bulunabileceksiniz. Sevgilinizin saat dilimine ayak uydurmaya çalıştığınızdan, kendi saat diliminizdeki insanlar uyanırken siz yatağa girecek ve kronik olarak geç kaldığınız işinizden belki de atılıp, kolunuzdaki saate göre yaşamanız gerektiğini zor yoldan öğreneceksiniz.

İşsiz kalmamak, hatta işe dört elle yapışmak şart; zira uzak mesafeli ilişkideki mesafenin uzaklığıyla doğru orantıda izleyen uçak biletini satın alabilmek için bol bol nakite ihtiyacınız olacak. Birinci sınıf uçmak öncelik sıranızda ilk 10’a bile giremezken, döviz paritelerini Kapalıçarşı esnafı gibi takip edecek ve ucuz uçak bileti bulma konusunda seyahat acentalarından daha uzman olacaksınız. Yapmanız gereken tek şey, bilgisayarınızda THY’nin sayfasını sürekli açık tutmak ve yenile tuşuyla çok yakın arkadaş olmak. Bu arada bilişim uzmanlarından kazık yememek için bilet bakarken Chrome’un “Incognito” seçeneğinden yararlanırsanız, uçak şirketlerine golü atarsınız, aklınızda bulunsun.

Telefonunuzun şarjı biterse ilişkinizin pili bitmiş sayılacak. Telefonunuz çekmezse sevgilinizin kapsama alanından çıkacaksınız. Burada sizi birbirinize bağlayan tek şey şarjınız olacak ve sabaha karşı 4’te gece kendinizi kulübünde dans ederken değil, prizin yanında dikilirken bulacaksınız. Akıllı telefonunuz elinize 404 uhu gibi yapışacak ve hayat etrafınızda akarken, gözleriniz ekranınızda takılı kalacak. Her uzak mesafeli ilişki insanı, bir gün sokakta görüntülü video araması yapma utancını tadacak… “Evet aşkım, bak özlemişsindir, evet evet İstiklal Caddesi, evet aşkım…”

Kavgalarda golü genelde kıskançlık atacak, uzatmalara kalan tatışmalar donup kalacak ve onları Uğur bile oynatamayacak. Çift kale maçınızda kulübede bekleyen yedek oyuncular mütemadiyen ısınma halinde olacak. Olay Japon kaleye dönme ile sıfır sıfır geçen maçlar arasındaki ince çizgide gidip gelirken, beraberlik golü kazanmakla bir sayılacak.

Okyanus aşırı bir yola çıkmayı planlıyorsanız, hiç o yola girmeyin derim; zira uçağınızın Bermuda Şeytan Üçgeni’nde kaybolma olasılığı çok yüksek. Bir ilişkinin yürüyebilmesi için bence, aradaki ideal mesafe Boğaziçi Köprüsü; ancak siz o köprüyü çoktan geçtiyseniz kendinizi bol türbülanslı ve psikolojik jet lag’li bir yolculuğa hazırlayın. İyi yolculuklar!

 

Görseller: Bilgesu Parmaksız