SPOR ETKİNLİKLERİ İÇİN İYİ ŞARKI YAPMA REHBERİ

SPOR ETKİNLİKLERİ İÇİN İYİ ŞARKI YAPMA REHBERİ


Rakibi dar alanda davulla boğmak...


Birkaç yılda bir düzenlenen spor etkinlikleri, çoğu zaman yolsuzluk ve rüşvet benzeri iddialarla birlikte hatırlansa, düzenlendiği ülke içinde ekonomi ve sınıf bazlı tartışmaları beraberinde getirse de tek başına bakıldığı zaman kedere ziyadesiyle doymamıza neden olan ülkemizde yaz aylarını keyifle geçirmemizin bir yolu. Bununla birlikte dünya çapında “hype” sahibi her türlü etkinlik, film ya da dizide olduğu gibi bunlar için de şu kural hep geçerli: Muhabbetini yapmak seyir deneyiminin kendisinden daha güzel. Spor etkinlikleriyle özdeşleşen resmi şarkılar da çoğu zaman bu sohbetin bir parçası olarak önem kazanıyor. Biz de geçmişten bugüne kadar spor etkinliklerinin resmi şarkılarından sevdiklerimizi ve sevmediklerimizi bir hatırlayalım, sonra da bir şablon yakalayıp sanki başından beri bunu planlıyormuş taklidi yapalım istedik.

EURO 2004: Nelly Furtado – Forca

Nakaratında yalnızca “Forca” sözcüğüne eşlik etmeyi başarabiliyor olsak da melodisiyle akıllara kazınan şarkının klibi, resmen turnuvada olacaklara dair spoiler veriyordu. Portekiz formalı çocuğun yeteneği ve şık hareketleri topun bir yerlerde takılı kalmasından başka bir işe yaramazken topu geri almak, turnuvayı nasıl olduğunu kimsenin anlamadığı bir şekilde kazanacak olan Yunanistan defansı gibi seferber olan bir insan kalabalığına düşüyordu. Hatta topu almaya yardımcı olmak için “Park the bus” deyimini andırır şekilde yanaşan bir araba dahi vardı.

2010 DÜNYA KUPASI: Shakira – Waka Waka

Zamanın Macarena’sı gibi dansını öğrenmeye mecbur bırakan, vuvuzela sesine güzel bir alternatif olan şarkı, klibiyle geçtiğimiz günlerde sarı saçlarıyla arz-ı endam eden Messi’nin Batistuta tipi saçlarına bir ağıt niteliği de taşıyor. Aynı yılın resmi olmayan şarkısı K’naan – Wavin’ Flag’in de hiç fena olmadığını not edelim ve 2010 Dünya Kupası’nı müzik açısından sınıfı geçmiş bir turnuva olarak bir kenara koyalım.

EURO 2000: E-Type – Campione

“Bir an önce nakaratı gelsin” dedirtenlerden olan şarkı, tarihin belki de göze en hoş gelen futbolunun oynandığı döneme denk düşmesinin altında ezilmiyor ve gelmiş geçmiş en epik futbol şarkılarından biri haline geliyor, ilerleyen yıllarda Avrupalı taraftarların kulüp takımları için de söylediği bir marşa dönüşüyordu.

1998 DÜNYA KUPASI: Ricky Martin – La Copa de la Vida

Turnuvaların en iyi, spor tarihinin de en iyi ikinci şarkısı desek yeridir. İlk İngilizce albümünü çıkarmadan ve hayatının dönüm noktası olan Hülya Avşar’la tanışma deneyimini yaşamadan hemen önce Ricky Martin’in yaptığı son iş, Michael Owen’ın Arjantin’e attığı inanılmaz golle birlikte 1998 Dünya Kupası’nın güzellikleri arasındaki yerini alıyordu.

Bir çırpıda hatırladığımız şarkıları listeleyince şöyle bir şablon ortaya çıkıyor: Her şeyden önce turnuva şarkısı dediğin, hareketli olacak. 2014 Dünya Kupası’ndaki İran-Nijerya maçı gibi şarkı yaparsanız biz de deriz ki: “hayatımızdan geçip giden bu dakikaların hesabını kim verecek?”. Geçmişte yapılan Simply Red ve Il Divo gibi seçimler, 1978’de Ennio Morricone üstadın bile düştüğü bu hatanın yeni isimleri olarak listeye eklenirken iyi şarkı ile iyi turnuva şarkısı arasındaki farkı da ortaya çıkarıyordu. İyi bir şarkı her zaman iyi bir turnuva şarkısı olmayabilirken yüksek tempo ve kıvrak melodiler bir şarkının iyi bir turnuva şarkısı olma ihtimalini artırıyor. En çok hatırladığımız şarkıların en güzel futbolun oynandığını düşündüğümüz döneme denk düşmesi tesadüf olmayabilir. “Topu aldığı andan itibaren bam bam bam” diye ileri fırlayan şarkıların, seyir zevki yüksek oyunla uyuşan bir yanı var.

Bütün bu tablonun içinde EURO 2016’nın şarkısı olan David Guetta feat. Zara Larsson – This One’s For You, özellikle maçlardan önce kısa jeneriğin arasına giren geçiş melodisiyle fena bir yerde durmuyor.

Türkiye’nin sporuyla özdeşleşen şarkılarının durumuna bakacak olursak Tarkan’ın “Bir Oluruz Yolunda”sı ve Athena’nın “12 Dev Adam”ı her türden karşılaşmaya gidecek inter-sportif gazlığıyla ön plana çıkıp, aradan geçen yaklaşık 15 yılın ardından hala hatırlanırken “Yer Gök İnlesin” ve NTV Spor’un “Semi Erden, Semi-Semi Erden” mix’leri bu ikilinin hemen ardından geliyor. Özgün’ün “İstiklal” şarkısından uyarlanan “Milli Takım Şarkısı” akıllarda pek yer etmeyen bir deneme olarak kayda geçerken EURO 2016 için Serdar Ortaç’ın yaptığı “Bitti Demeden Bitmez” ise daha çok şarkıya adını veren slogan üzerinden çevrilen geyiklerle hatırlanacak gibi görünüyor. 

Olimpiyat şarkıları için ise biraz daha farklı bir denklem söz konusu. Sporcuları hem yarışın içindeki rakipleriyle, hem de “rekor” gibi evrensel bir değer üzerinden sporun bütün geçmişiyle karşı karşıya getirdiğinden olsa gerek, Olimpiyatlar’da performatif unsurların önemi daha fazla. Bu etkinlikler, uzun ve heyecanı ayakta tutması gereken bir süreçtense hem kısa ve patlayıcı anlar, hem de eş zamanlı yaşanan bu anların spot ışığını kapmak için birbiriyle yarıştığı bir yapı barındırıyor. Bu yüzden Olimpiyatlar için kullanılan Freddy Mercury – Barcelona, Celine Dion – Power of the Dream, Muse – Survival ve Björk – Oceania gibi daha ağır ve oturaklı şarkıların başarılı olarak addedilmesinde bir sakınca yok. NBC’nin Rio 2016 boyunca kullanmak üzere seçtiği Katy Perry – Rise da 50 kare görüntüler eşliğindeki videosunda gerekeni yaptığını kanıtlıyor. 2012 yılında Londra’daki Danny Boyle’un yönettiği açılış töreninin ve Arctic Monkeys’in “Come Together” performansının tadının ise hala damağımızda olduğunu söylemek lazım.

Dikkatli okurların gözünden kaçmaması gereken bir şeyi sona sakladık. Spor dünyasının en iyi şarkısı nedir? Tabii ki her dinlettiğinde tüyleri diken diken eden ve gözlerin dolu dolu olmasına yol açan, halı saha gençliğinin milli marşı, Şampiyonlar Ligi resmi müziği. Şüphesi olan mı vardı?