Rus sanatçı Vladimir Gvozdev, buhar çağının günümüze kadar taşıdığı biraz bilim kurgu, biraz fütüristik havası olan akım steampunk’ı eserlerine taşıdı.

Steampunk adına 1987’de kavuşan bu tarz; 1800’lerin sonlarında elektrikli hiçbir şey olmadan, tamamen buharla çalışan çarklarla hareket eden aletlere yansıyan punk tavrını temsil eder. 1987 yılından önce adına ne deniliyordu bilmiyoruz ama ‘Buhar Çağı Teknolojileri’ ve ‘Wild Wild West Sanatı’ diye anıldığını duymuşluğumuz var. Kısacası steampunk; elektrik bulunmamış olsaydı ve günümüzde her şey buharla çalışıyor olsaydı nasıl bir hayat sürerdik sorusunun cevabı da diyebiliriz.
 

Vladimir Gvozdev, bu güzel sanatı ‘Machinery’ adlı çalışmasında icra ederken; balık, böcek, kuş, fil ve bilumum hayvanı ele aldı. Gvozdev, her birinin içini aynı esinlendiği dönemdeki aletlerde olduğu gibi incik, cıncık mekanik bileşenlerle dolu bir şekilde çizdi.