Ah Game of Thrones. Senin uzatmalarına kurban olduğumuz 66 dakikalık sezon finalini lisede çalışmadığımız Matematik sınavını ertelettiğimiz gibi erteletmek isterdik. ‘’Orada bir sezon finali var uzakta, izlemesek de o bizim sezon finalimizdir’’ diye türküler söylemek isterdik. Şimdi seni, 1 seneliğine Amerika’ya yüksek lisansa yolladığımız sevgili gibi özleyeceğiz. Skype yapmaya vaktin olmayacak, saat farkı yüzünden ilişkimiz zedelenecek; ama bileceğiz ki bizim kalbimizi pıt pıt attıracak yepyeni bölümler üzerinde çalışıyor olacaksın, mecburen katlanacağız. Hayır, keşke bu kadar şahane bir final yapmasaydın da seni daha az özleseydik.
Kardeş ana vatanımız Westeros’ta bu hafta gündem ziyadesiyle yoğundu. Geçen hafta Mance Rayder’ın yanına uğurladığımız Jon Snow, Wildlings’in lideri ile rakı masası kurdu ve ikili rakı bardaklarını hakkın rahmetine kavuşan Ygritte için masaya vurdu. Bu sırada Fatih Sultan Mehmet’inkinden büyük bir ordunun istilasına maruz kalan Snow ve Rayder, muazzam bir baba-oğul dayanışması sergiledi. Böylece Braavos’un Demir Banka’sından ihtiyaç kredisi çeken Stannis Baratheon’un borsada tuttuğunu sandığımız parasını da nereye yatırdığını öğrenmiş olduk.
Oberyn’in gözlerini oyan The Mountain’ı alternatif tıpın ellerine bırakan Cersei Lannister, görücü usulü Highgarden’a gelin gitmek istemediğinden mütevellit ergen liseli bir kızmışçasına ve ‘’allahın bildiğini kuldan mı saklayacağım?’’ mantığıyla kardeşi Jamie ile ensest ilişkisini babasına itiraf etti. Psikolojinin en genel savunma araçlarından inkarı seçen Tywin Lannister, ‘’Göz görmedikçe gönül katlanır’’ dedi. Soluğu Jamie’nin yanında alan Cersei, ‘’Seni seçtim Pikachu’’ derken arka fonda Levent Yüksel’in ‘Kadınım’ şarkısı çalmaya başladı.
Boş zamanlarında hakime hanımcılık oynayan Khaleesi, veli toplantısında ejderha evlatlarıyla ilgili şikayete maruz kalınca ana yüreği sızlasa da, gözü yaşlı olsa da onlara süresiz oda hapsi verdi.
Bran’in bitmek tükenmek bilmeyen üç gözlü karga arayışı nihayet sonuç buldu. Peter Pan/Lord of The Rings karışımı bir anda bölüme ismini veren ve sezonlardır şanı yürüyen ‘The Children’, Bran ve yol arkadaşlarını Karayip Korsanları’ndaki iskeletlerin saldırısından korudu, taraflar olaysız dağılacaktı ki Jojen şehit oldu. Gandalf’ına kavuşan Bran, yürüyemeyeceğini; ancak uçabileceğini öğrendi.
Arya’nın road trip arkadaşı ve neredeyse vaftiz babası The Hound, adam gibi kadın Brienne ile velayet kavgasına tutuştu. 7 Krallık’ta sayısız düşman ile mücadelesinden mağlubiyetsiz ayrılan The Hound’un bir kadına yenilmesi hayli ironik oldu. Arya, kalbe nişan almayı öğrendiği, aynı zamanda kalbini kaybettiği sezonun sonunda yol arkadaşını akbabalara emanet etti.
Kaybettiği elini navigasyon olarak kullanan ve kalbinin yolunu bulan yufka yürekli Jamie, minik kardeşi Tyrion’ı serbest bıraktı. King’s Landing’den ayrılmadan önce Tywin Lannister’ın Babalar Günü’nü kutlamak isteyen Tyrion, hediye olarak babasının canını aldı. Büyük abdest sırasında vuku bulan olay, George R. R. Martin’in senaryosunda ‘’Tywin bok yoluna gitti’’ diye geçti.
Babasının yatağında Shae’yi bulan Tyrion, namus davasını temizleyerek hadım edilmiş olsa da zaman zaman adam gibi adam olan Varys’in yardımıyla ülkeyi terketti. Türkiye’deki Game of Thrones hayranlarının, Tyrion’a ihanet üstüne ihanet eden Shae a.k.a. Sibel Kekilli’yi linç etmek üzere havaalanına kamp kurduğu söyleniyor.
Yaman bir prensese dönüşen Arya’nın, ‘’Valar morghulis’’ selamün aleykümünü yerde bırakmayan bir kaptan, Sadri Alışık selamıyla ‘’Valar dohaeris’’ dedi ve böylece Arya’nın Braavos’a doğru başlayan yolculuğu ile 4. sezon bitti.
Bir sene ayrı kalacağımız Westeros’u memleket hasretiyle özleyeceğiz. Martin’den 5. sezonla ilgili birkaç tane istirhamımız olacak. Jon Snow Khaleesi ile evlensin. Arya dizi bitmeden yeniden elbise giysin. Cersei’in ilgisi kadınlara kaysın ve Margaery’e aşık olsun. Tyrion helal süt emmiş bir kısmet bulsun. Jamie 3D printer ile yeni bir ele kavuşsun. Oberyn hortlasın, gerekirse White Walker olsun.