Pazar sabahı uyurken kağıt helva kadar ince duvarlarınızın aşırı geçirgenliği yüzünden komşunuzun taharet musluğu, Lost dizisindeki alarm sesinden daha da sinir bozucu bir ses çıkarıyor ve sabah uykunuzla zamanı gelmemiş bir ayrılık yaşamak mecburiyetinde kalıyorsunuz. Farklı bir felaket senaryosu olarak hoşlandığınız kızla ilk randevunuza çıkmak üzere taptaze olma arzusundasınız. Ancak banyodaki borulardan boru gibi bir ses geliyor ve Niagara Şelalesi tadında akması gereken musluk, yazın kuruyan Dicle Nehri’ne dönüşüyor.

İlk durum karşısında elinize sert bir cisim alarak kalorifer borusuna vurmak suretiyle komşunuza ‘’El mi yaman, bey mi yaman’’ diyebilir; ikinci durumdaysa ise tekmeleyince her şeyin düzeleceğine inanan bir mantıkla musluklarla mağlubiyetinizin garanti olduğu bir savaşa girişebilirsiniz. 

Tesisat problemlerine sizin bizim gibi yaklaşmayan, tam bir ticaret kafasıyla her şeyden bir fırsat yaratan nevi şahsına münhasır müzisyenler; öten musluğu, akan kokan tesisat sorununu bambaşka bir seviyeye taşıyarak banyoda senfoni orkestrası kurdu.

Böylesi Niccolo Paganini’nin aklına gelmedi.

Jimi Hendrix’i kıskandıran düet.