Terapiye inananlardan veya şüphecilerden olabilirsiniz. Kronik şımarıklığa yakalanmış ve her hafta terapistinizin emeklilik fonunu doldurmadan rahat edemiyor ya da sabah Kadıköy-Karaköy vapurunu kendinize terapi ilan ediyor da olabilirsiniz. Ciddi vakalar dışında, yakın arkadaşlarınızın görev tanımından pek de fazla dışarı çıkmayan, üstüne para alan terapistler aldığı her kuruşu hak ediyor mu bilemeyiz; ancak yaptıkları işin hayli zor olduğuna şüphe yok. Araştırmalara göre Amerika’nın, belki de dünyanın stres katsayısı en yüksek şehri New York’un çilekeş terapistlerini düşününce insan, sabah 9 – akşam 5 işini daha bir benimsiyor.

Sebastian Zimmermann, en zengin iş adamlarının, vakıf fonları normal vatandaşın ömür boyu kazanacağı paradan daha kabarık olan şımarık çocukların, Wall Street’in kalp krizine meyilli broker’larının ikamet ettiği şehrin dengesini korumaya çalışan terapistleri fotoğrafladı. Fotoğrafçı ve psikiyatrist olan Zimmermann, ‘Fifty Shrinks’ isimli kitabı için New York’un en manzaralı ofislerinde, en rahat kanepelerinde, şehrin ruhunu tedavi eden insanları fotoğraflayıp, birden fazla kişinin hayatını yaşayan terapistlerin hayatına bir kapı açtı.