Muhafazakar olan dinin, taban tabana zıt olduğu sanatı her zaman etkilediğini düşünen ve sanatın bir vajina gibi kademeli ve açık olduğuna inanan sanatçı Peter De Cupere, vajina kokan ‘kutsal suyu’ dondurarak Meryem Ana heykeli yaptı. Koklama duyusuna hizmet eden sanatçı, her kadının vajinasının kendine özgü bir kokuya sahip olduğunu söylüyor ve arzunun koku formuna erkeklerin daha çok saygı duyması gerektiğine inanıyor.

Meryem Ana heykeli erirken ortaya çıkan vajina kokusunu nasıl elde ettiğinin gizemini tam olarak açıklamayan De Cupere, koku salgılayan heykeliyle cinsel özgürlük metaforunu işliyor. Laboratuvar ortamında farklı kökenlerden gelen kadınlardan elde edilen koku, tabuları özgür bırakmayı hedefliyor. Yalnızca iki saat sergilenen Meryem Ana heykeliyle birlikte dinin kadınlar hakkında yarattığı tüm tabular erirken, izleyicilerin sıvıya dokunup koklamasına izin veriliyor. ‘The Deflowering’ isimli heykel, dinin meydana getirdiği sansürün bekaretini bozuyor ve insanların koku alma duyusuna hitap ederken onu kadın, din ve sanat üçlemesini düşünmeye zorluyor.