DEPRESYONUNUZU ARTIK DUVARA ASABİLİRSİNİZ

DEPRESYONUNUZU ARTIK DUVARA ASABİLİRSİNİZ


Melankoli Sanatı


Sevgili ayrılıklarında, çalışma hayatından sıkılınca, mevsim geçişlerinde, kısacası uygun ve uygun olmayan her durumda kullanılarak sakızlaşan ve bundan mütevellit anlamını yitiren depresyon, aslında hayli ciddi bir mevzu. Kişinin sosyal işlevlerini ve günlük yaşama dair etkinliklerini sekteye uğratacak limit aşımına ulaşmış üzüntü, melankoli veya keder durumu olan depresyonun evreleri ise Arnavut böreği kadat katmanlı.

Tasarımcı Nick Barclay, ‘Depression’ isimli işinde depresyonun evrelerini en depresif olmayan biçimde ele alıyor ve onları iç açıcı bir poster serisine çeviriyor. Yeşil, beyaz ve siyah ile renklendiren minimal şekiller, depresyonun ilk evresi olan kendini soyutlamayı kalabalıktan sıyrılan bir kara deliğe benzetiyor. Soyutlamayı takip eden kendini geri çekme hali, Antik Yunan mimarisindeki sütunlarda vücut buluyor. Dehşette, Pantone’un en iç karartan rengi siyah hüküm sürüyor, tünelin ucundaki ışık incecik bir yeşil çizgi oluyor. Dart tahtasının ortasında bulunan umut, depresyondayken tutturması zor bir hedef oluyor. Berraklığa pek tabii beyaz renk sayesinde kavuşuluyor, dış etkenlerin yaratabileceği algı karışıklıklarından itinayla kaçınılıyor. Teşevvüş haline Aslı’nın ‘Kördüğüm’ şarkısı soundtrack oluyor.