FLÖRT SANATINDA YÜKSEK LİSANS İÇİN BAŞVURULAR BURAYA

FLÖRT SANATINDA YÜKSEK LİSANS İÇİN BAŞVURULAR BURAYA


Son başvuru tarihi: 17 Şubat


Doğuştan sahip olunan yetenek ve beceriler sınıfına girmeyen, ata sporumuz olmanın ise yakınından bile geçemeyen flört sanatı, her koyunun kendi bacağından asıldığı bir kurtlar sofrası. PlayStation’da Warcraft oynarmış gibi veya Homeland’de gizli operasyon yaparmış gibi strateji yeteneğine sahip olmanızı gerektiren flört sanatında kaybetmek, kazanmanın vazgeçilmez bir parçası. Atlantik Okyanusu kadar derin bir mevzu olan flört sanatına tüpsüz dalan Time Out, 11.000 kişiye uyguladığı anket sonucunda hazırladığı infografikle tüm flörtözleri bilinçlendirmeyi ve onları olası vurgunlardan korumayı hedefliyor.

Dünyada flört etmek için en iyi şehir; mimarisiyle, havasındaki romantizmle, açık bir müzeyi andıran sokakları ve pek tabii Fransızlar dışında herkese bir haftada onlarca kilo aldıracak kadar harikulade mutfağıyla Paris oluyor. Yüzyıllardır sayısız insanı kendine aşık etmiş ve daha da fazla aşk hikayesinde başrolü oynamış Paris, aşk konusunda yine mutlu sona ulaşıyor. Paris ‘zsa zsa zsu’ şeklinde dolaşırken, Büyük Elma’nın kozmopolit vatandaşları elmanın diğer yarısını bulamamaktan muzdarip bir şekilde Yukarı Doğu Yakası’ndaki terapistlerini haftada iki kez ziyaret etmeye devam ediyor.

Los Angeles şov dünyasıyla birlikte narsizmin de başkenti olurken, Şikago, mütevazılık ile kendine güven eksikliğinin arasındaki ince çizgide gidip geliyor. Londra, Paris, Sidney, Hong Kong ve Kuala Lumpur, mercan resiflerini andırıyor. Egzotik seçeneklerle dolu şehirlerde izdivaca, mutluluk kokusu alan köpek balıkları mani oluyor. Erkekler New York’u fırsat kuponu diye etiketlerken, durum kadınların baktığı yerden War of the Worlds setini andırıyor. Böylece New York’taki kadın ve erkekler paralel evrenler teorisini ortaya atan Hugh Everett’ı desteklemiş oluyor.

İnsanlar birinci randevudan sonra devam filmi çekip çekmemeye ilk 2-3 dakika içinde karar veriyor. Dünyanın en seksi aksanı ilan edilen İngiliz aksanı, ilk intibayı pek tabii olumlu yönde etkiliyor. Çin’de 3. randevuda tuzlu kahve içiliyor, Danimarka’da ise randevular iş görüşmesi tadında geçiyor.

İnsanların çoğu, füzyon mutfağı tadında olması gereken aşka fast food muamelesi yapan çöpçatan uygulamaları ve sitelerini romantizm navigasyonu olarak kullanırken, Paris’in hakiki romantikleri aşkı bulmak için hala eski yöntemlere başvuruyor. Patronu, arkadaşının eski sevgilisi, en yakın arkadaşı, komşusu, öğretmeni, biriyle ilişkisi olan ve biriyle evli olan kişilerle ilişki yaşayanlar pişman oluyor. Paris başta olmak üzere dünyanın her yerindeki insanlar, flört ettikleri kişiyi önce Google ediyor ve sonra Lost’un ilk üç sezonunu izlermiş gibi bir stalking maratonuna başlıyor.

Kadınların da erkeklerin de en çekici bulduğu kişiler finans sektöründe çalışanlar ve bankacılar oluyor. İlk randevudan sonra bir Fransız selamı çakmak adettendir deniyor, daha şanslı bir azınlık ise Fransa sınırlarını büyük bir zevkle aşıyor.

İnsanlar 6 randevudan sonra başkalarına nazar boncuğu dağıtmayı bırakmak gerektiğine inanıyor. 9 randevudan sonra, flört edilen kişi karşı cinsten gizli özne olmaktan çıkıyor ve insanlara ‘erkek arkadaşım/kız arkadaşım’ diye takdim edilmeye başlanıyor. 10 kişiden 1’i tatlı servisini ilk randevu sonunda yapsa da, insanlar genelde krem brüle yemek için 3.53 randevu bekliyor.