Bekar olmak demek; randevu oyununda doktora yapmak, PlayStation’da strateji oyunu oynarcasına taktik uzmanı olmak, alt metin okurken yeni bir dil öğrenmek ve genel olarak kafada deli sorularla teori profesörlerine benzemek demek. Yeni biriyle flört ederken ve Türkçe meali “midemde kelebekler”e denk gelen “zsa zsa zsu” halindeyken, WhatsApp mesajlaşmalarındaki “yazıyor…” fal seansına dönüşebilir. Telefonun ekranına boş boş bakar ve karşı tarafın ne yazacağı ile ilgili türlü teori üretirsiniz. Sonra tak diye çevrimdışı olur ve ne cevap vereceğinizi düşünür ve çabasız cool izlenimi verebilmek için muazzam bir mesaiye girişirsiniz.

İlk randevuda “Ne giyeceğim?” sorusu, Bu Tarz Benim finaline dönüşür ve gardırobu alt üst etmek suretiyle tatlı ile seksiyi homojen bir şekilde harmanlayan bir kıyafet seçilir. Kıyafet mevzusu aradan çıkınca, kıyafetlerin hangi randevuda çıkması gerektiği meselesine gelinir. Akla MTV’nin bir zamanlar hayli popüler olan şovu Dismissed gelir. İlk randevu aşk yapmak için çok erken olabilecekken, gereğinden fazla beklemek hoşlandığın kişiyle seni girmeyi hiç istemediğin “friend zone”a sokabilir.

Sizin, bizim ve herkesin Birinci Dünya Problemleri arasında giren “Kaçıncı randevuda aşk yapmalıyım?” sorusu Time Out‘un 11.000 kişi üzerinde gerçekleştirdiği anket sonucu bir nihayete ulaştı. Aşk yapmak için 3.53 randevu bekledikten sonra, 4. randevuda ana yemekten sonra tatlıdan önce tatlı yemek mübahmış. Haydi afiyet olsun.