Yabancılarla konuşmanın dünyayı değiştirebileceğine inanan ve insanların daha yakın olduğu bir gelecek arzusunda olan New York’lu interaktif sanatçı ve yönetmen Ivan Cash’in projelerinin ortak noktası, insanların ilişkilerini güçlendirmek. Sanatçı, geçmiş projelerinden Snail My E-Mail’de insanların kendisine gönderdikleri e-mail’leri artık vintage olan mektup formunda alıcılarına hiçbir ücret almadan göndermişti. Cash, dünyanın mütenevvi kentinde gerçekleştirdiği Last Photo’da ise insanlara galerilerindeki son fotoğrafı sorup, hikayesini anlattırmıştı. Sanatçı, son projesi olan Phone Life kısa filminde, yine insan ve teknoloji unsurlarını işliyor.

Phone Life, San Francisco’da yaşayan iki kişinin hayatını mercek altına alıyor ve artık hayatımızı işgal eden teknolojinin bizi çevremizdekilerden ne kadar uzaklaştırdığına değiniyor. Filmde başrolleri, hayatında hiç cep telefonu kullanmamış bir kullanıcı deneyimi tasarımcısı olan Matthew ve hayatının yalnızca ilk 10 yılını telefonsuz geçiren Tess paylaşıyor. Matthew, telefonsuz hayatın hayli sürdürülebilir olduğunu düşünüyor ve teknolojinin insanın hayatını en kemireni olan cep telefonunu reddedebildiği yere kadar reddetmeyi düşünüyor. Telefon ekranına bakarken hızlıca akan hayatı kaçıran Tess, bir yandan da tüm Y jenerasyonu gibi FOMO’dan muzdarip olmaktan şikayet ediyor.

Filmin sonunda cep telefonundan önceki hayatınızı özlemeniz hayli muhtemel…