SAKAL KONUSU BİLİM DÜNYASINI İKİYE BÖLDÜ

SAKAL KONUSU BİLİM DÜNYASINI İKİYE BÖLDÜ


Sakalım olmadan asla


Geçtiğimiz birkaç yılın en revaçta olan trendlerinden sinekkaydı tıraşa savaş açıp sakalı gittiği yere kadar uzatma işini, özellikle hipster’lar kanun gibi benimsedi… Kaleci Volkan ve Chet Faker arasındaki inci çizgide yolunu kaybeden beyler, bir yün yumağını öpmekten çok da haz almayan sevgililerini bezdirdi. Sakal trendi, lumbersexual ve hipster camiasının ortak kümesi haline gelmekle kalmayıp, bilim insanlarının da araştırma konularına meze oldu.

Sakalın estetik olup olmadığıyla ilgilenmeyen bilim insanları, onun bakteri yuvası olup olmadığına kafa yorarken ikiye bölündü. “Sakal bakteriler için her şey dahil bir tatil cenneti mi?” sorusu ilk olarak 1960’ta Amerikan ordusunda görev yapan mikrobiyolog Manuel Barbeito tarafından ortaya atıldı. Mikropların mont ve ayakkabılarla yayıldığını fark eden Barbeito, sakalın aynı etkiyi yaratıp yaratmadığını laboratuvar ortamında denedikten sonra temizlense bile sakalların mikrop muhafaza ettiği kanısına vardı. Saç ve kafa derisi konusunda uzman olan Carol Walker, Barbeito’nun bulgularını onaylarken Aston Üniversitesi’nde profesör olan Anthony Hilton, sakalın bakteriyel açıdan bir tehlike arz etmediğini savundu.

Bilim insanlarının sakalla ilgili bulgularıyla ilgilenmeyen Chet Faker, sakallarını kesecek gibi görünmüyor…