10. yılını kutladığımız Alfonso Cuarón’un Children of Men’i, günümüzde modern bir klasik olarak kabul ediliyor. 3 Oscar adaylığı bulunan film, özellikle görüntü yönetmenliği ve daha da özele inecek olursak iki plan sekans sahnesiyle hatırlanırken kuvvetli senaryosu ve hem görsel hem de felsefi referanslarıyla da halen konuşuluyor. Geçtiğimiz gün Cuarón’un anlattığı ve Vulture’da yayımlanan bir hikayeyle ise gizemli sokak sanatçısı Banksy’nin projeye dahil olmanın direğinden döndüğünü öğrendik.

Görüntü yönetmeni Emmanuel ‘Chivo’ Lubezki’yle birlikte kadrajların arka planına bol bol graffiti, afiş ve haber bülteni koyarak distopya filmlerinde sıklıkla görülen açıklayıcı diyaloglardan kurtulmayı amaçlayan Cuarón, Banksy’yle olan hikayesini şöyle anlatıyor: “Banksy o zamanlar bugünkü kadar ünlü değildi. Onun bu filmde çalışmasını istiyordum ve menajerine ulaşarak bir kafede buluşma ayarladım. Onunla karşılıklı oturduk ve bana ideolojik duruşumla ilgili bir sürü soru sormaya başladı. Banksy ortalıkta yoktu. Toplantı bir yere bağlanmadan bitti. Bittikten sonra yakınlardaki biri, biz konuşurken arkama birinin yaklaştığını ve bizi dinlediğini, ben arkamı dönemeden de uzaklaştığını söyledi. Onun Banksy olduğundan şüpheleniyorum.” Banksy sonuç olarak filmde çalışmasa da iki polisin birbirini öptüğü stencil’inin filmde kullanmasına menajeri aracılığıyla izin verdi. Tamamına katılsaydı halihazırda efsane olan film nasıl bir statüye erişirdi bilmiyoruz ama Banksy’nin ufak ve dolaylı katkısını aşağıdaki videonun 1. dakikasından itibaren izleyebilirsiniz.