BOB DYLAN’IN YEPYENİ DESTANSI RÖPORTAJI

BOB DYLAN’IN YEPYENİ DESTANSI RÖPORTAJI


Yeni albüm öncesi geçmişi ve kariyeri


Çok fazla röportaj vermeyi sevmeyen Bob Dylan’ın; Joan Baez’den Amy Winehouse’a müzik dünyası, anıları ve yeni albümü hakkında konuştuğu yepyeni, destansı röportajındaki satır başlarından ilgilileri için seçmece yaptık. Satır başları diyoruz; çünkü röportaj 8 bin küsür kelimeden fazla. “Hepsini okurum ben, hiç üşenmem” diyenler şuradan tamamına ulaşabilir. “Bana bir özet de yeter” diyenleri aşağıya alalım.

dylan---

31 Mart’ta Columbia etiketiyle yayınlanacak 38. stüdyo albümü Triplicate öncesi Bill Flanagan ile soru cevap yapan folk müziğin piri Dylan, Frank Sinatra ile tanışmasından tutun Elvis Presley’den kaçışına kadar hayatının birçok kilit noktasından, bayağıdır yapmadığı gibi kapsamlı bahsediyor.

Eleştirmenler Triplicate için nostaljik bir albüm diyor?

Nostaljik? Ben öyle söylemezdim. Bu anılara uzanan bir yolculuk, eski günlere duyulan hasret veya arzu, ya da artık olmayan hatıralara karşı bir düşkünlük değil. Sentimental Journey gibi bir şarkı, geri dönüş şarkısı olamaz. Geçmişe öykünmüyor. Dünyada, burada ve şu anda olan bir şarkı.

Yakın zamanda Muhammed Ali, Merle Haggard, Leonard Cohen ve Leon Russell’ı kaybettik. En çok hangisi seni üzdü?

Tabii, hepsi çok üzdü. Biz kardeş gibiydik, aynı sokakta yaşadık. Şimdi ise eskiden durdukları yerleri boş bıraktılar. Onlar olmadan burası çok ıssız.

Son zamanlarda duyduğunuz iyi bir kayıt var mı?

Iggy Pop’ın Apres’i iyidir. Imelda May’i de severim. Valerie June, The Stereophonics. Willie Nelson ve Norah Jones’un Wynton Marsalis ile yaptıkları Ray Charles tribute’ünü de sevdim. Amy Winehouse’ın son kaydını da sevmiştim.

Amy Winehouse’un hayranı mıydınız? Müziğini nasıl buluyorsunuz?

Evet, kesinlikle. Etraftaki bireyci son insan oydu.

bob-dylan

Birkaç yıldır canlı performanslarında neden gitardan çok piyano başındasınız?

Ses kontrolü yaparken ya da evdeyken gitar çalıyorum; ama piyanoyla kimyamız daha iyi uyuşuyor. Eğer gitar çalarsam bu, grubun dinamiğini değiştirir. Geriye dönüp birinden diğerine geçmek çok can sıkıcı olur. Ne olursa olsun ben zaten ritmciyim, solo çalmıyorum. Eğer gitar çalarsam daha farklı bir grup oluruz.

Bir konserinde kulisin dışında bekleyen onca müzisyen ve oyuncuya rağmen sadece Ornette Coleman’ı yanına davet etmiştin, Caz çocuklarıyla aranda bir bağ hissediyor musun?

Evet, her zaman hissettim. Ornette’i biraz biliyorum, ortak birkaç şey yaptık. Bir sürü sıkıntılı durumla yüzleşti, eleştiriler ve onu kıskanan diğer caz müzisyenleri hep ona karşıydı. Ezber bozan, çok yeni şeyler yapıyordu, anlamadılar. Ben de yaptığım farklı müzikle benzer durumlarla karşılaştım.

Bruce Springsteen ile Frank Sinatra’nın evine davet edildiğiniz güne dair ünlü bir hikaye var. Daha önceden Sinatra’yla tanışmış mıydın? Sence parçalarını biliyor muydu?

Pek değil. Sanırım The Times They Are a-Changing ve Blowin’ in the Wind’i biliyordu. Forever Young’ı sevdiğini biliyorum, söylemişti. Komik biriydi. Bir defasında verandasında dikilirken gökyüzünü gösterip, “Sen ve ben, arkadaşım. Mavi gözlere sahibiz, yukarıdanız. Bu diğer aylaklar da yere ait.” demişti. Haklı olabileceğini düşündüğümü hatırlıyorum.

Minnesota’nın kuzeyinde büyümek nasıldı?

Kuzeyde büyümek harcadığın çabaya değmiyor. Sert bir çevre, insanlar basit hayatlar yaşıyor; ama ülkenin geri kalanında da basit hayatlar yaşanıyor. İnsanlar nereye giderseniz aşağı yukarı aynıdır. Her yerin iyisi ve kötüsü var; nerede yaşadığının bir önemi yok.

Rock’n Roll’a ilk aşık olduğunda bu tutkunu paylaşan bir yoldaşın var mıydı? Gençliğinde beraber şarkı yazmaya çalıştığın biri?

Sadece kız arkadaşım. Ben gitarımı tıngırdatıyordum ve diğer şarkılara yeni sözler yazıyorduk. Şehirde rock’n roll gruplarıyla beraber de çalıyordum ama yolun bir yerinde aydınlanma yaşadım. Lead Belly ve Josh White’ı duydum ve bu her şeyi değiştirdi.

dylan-baez

Joan Baez hakkında ne düşünüyorsun?

O çok başka bir şeydi, neredeyse kaldırılamayacak kadar fazla. Yunan adalarından gelen sirene benzer, dinleyeni büyüleyen bir sesi vardı. Büyüleyici bir kadındı. Kim olduğunuzu unutturabiliyordu.

Bir keresinde sen ve George Harrison’ın Elvis Presley ile kayıt yapması gerekiyorken onun hiç gelmediğini duymuştum. Gerçek hikayesi nedir?

O geldi, gelmeyen bizdik.

Turne yolunda hangi TV programlarını izliyorsun?

Hiç durmadan, bütün zamanımı I Love Lucy izleyerek geçiriyorum.

En çok hangi formatta müzik dinliyorsun?

Genelde CD dinliyorum.

Sence hangi şarkın hak ettiği ilgiyi göremedi?

Brownsville Girl ya da In the Garden.