SİNEMANIN YALNIZ KARAKTERLERİ

SİNEMANIN YALNIZ KARAKTERLERİ


Lonely People in Films


Bir filmin bütün inceliklerinin ve emeğinin yanı sıra bazen tek bir sahnesi vardır ki, bütün anlatmak istediğini ya da isteyip de anlatamadıklarını her şeyden daha iyi özetler. Çoğu zaman muazzam bir manzaranın ortasında tek başına duran bir karakter, en yalın haliyle en çok şeyi anlatandır.

lonely

Herhangi bir Nuri Bilge Ceylan ya da Andrei Tarkovsky filminde çokça karşımıza çıkan bu sekanslar, sinema tarihi boyunca farklı isimler tarafından tekrarlanıp tek bir anla her seferinde başka anlamlar çıkarılmasına imkan sağlamıştır. Bütün sorgulamanın, düşünmenin ve dolmuşluğun patlak verdiği, karakterin ağırlığı altında ezildiği ya da yol aldığı, olayların gidişatına yön veren kilit anlardır bunlar.

Öyle durumlar vardır ki kelimeler kifayetsiz kalır; görüntü yönetmenleri, müzik ve oyunculuk devreye girer. Sadece durur, öylece bir an durur. Ama anlatamadığını en derin, öyle bir anda anlatır. Biz izleyiciler de kalbimizden vurulmuşa döner, yalnız karakterlerin derdine tasasına ortak oluruz.

Truman-show-stairs

İspanyol kurgucu Nacho Ozores, yalnız ya da sadece dalgın karakterlerin payı olan en vurucu, en yalnız sahneleri bir araya getirdiği Lonely People in Films videosuyla kelimelerin ifade edemediği durumların dışa vurumunu 2 buçuk dakikaya sığdırıyor. 

Derin düşüncelere dalmış, sorgulayan, boş vermiş, duygusal baskı altında ya da içe dönük karakterlerin bir başka konuştuğu ve yalnızlıklarına kucak açtığı sahneleri ardı sıra izleyince, ister istemez bir hüzün çöküyor insana, baştan uyaralım.

Sinemada kendi dilini oluşturan usta yönetmen Béla Tarr’ın Torino Atı’ndan Coen Kardeşler’in Fargo’suna Tarkovsky’nin Solaris’inden Terrence Malick’in Tree of Life’ına, Wim Wender’ın Der Himmel Über Berlin’inden Stanley Kubrick’in 2001: A Space Odyssey’ine her biri birbirinden derin filmlerin en yoğun sekanslarına tanıklık edeceğiniz videoyu buraya koyuyoruz.

İyi dalgınlıklar!