İSTANBUL’A BÖCEKLERİNİ SAÇAN ADAM: CANAVAR

İSTANBUL’A BÖCEKLERİNİ SAÇAN ADAM: CANAVAR


İnsanları, kaçtıkları duygular, hisler, gerçekliklerle yüzleştirmektir.


Çok uzun zaman değil, birkaç sene evvel kirlilik olarak görülen Graffiti kültürü, günümüzde insanların Instagram hesaplarını renklendiren sanat haline geldi. Her şeyin gelişmesiyle birlikte Graffiti ve Street Art da kendine göre gelişimini sağlayarak farklı stilleri ortaya çıkarttı. Kimi sokak sanatçısı sadece estetiğe önem verirken; kimisi de insanları düşünmeye sevk etmek istiyor. Bunlardan biri de yaklaşık 12 senedir Kadıköy ve çevresini boyamakla kalmayıp yaptığı işlerde kendine has bir stili olan Canavar.

Kafamızdaki soru işaretlerini yok etmek için hemen Canavar’ı arayıp cevaplarımızı aldık, lafı çok uzatmadan sizleri Canavar ile Kadıköy’deki atölyesinde yapmış olduğumuz röportajla başbaşa bırakıyoruz.

1)Neden anonim olmayı tercih ediyorsun?

Anonim olma konusunda çok katı değilim, sadece biraz dikkat ediyorum. Bu durumun öncelerde olduğu gibi sokağa iş yapmamın illegal durumuyla pek ilgisi yok. Yüzümün, bedenimin yaptığım işlerle yan yana iç içe olmasını anlamsız buluyorum. Aslında ben aradan çekiliyorum, ne yüzümün ne bedenimin ne de herhangi bir şeyin iş ve izleyici arasına girmesini istemiyorum. Baş başa kalsınlar.

000001

2)Sokakta yaptığın işleri, diğer sokak sanatçılarının işleriyle karşılaştırınca farklı bir bakış açının olduğunu fark ettik, sence işlerin mesaj barındırıyor mu?

Tam olarak mesaj mıdır bu bilmiyorum ama bir provakasyon durumu var işlerimde. Duygulardan, hislerden, birçok gerçeklikten kaçıldığı bir çağda yaşıyoruz. Yalnızlaşıyoruz. Bunlarla yüzleşmek için bir kışkırtma benimkisi.

DSC_0230

3)Sokak senin için ne ifade ediyor?

Sokak bana büyük bir kapı açtı, ifade biçimim ve varoluşum için önemli bir rolü var. Her duruma açık bir alan olmasının zorluğu büyük bir deneyimsel kazanıma dönüşebiliyor. Yağmur, çamur, kavga, gürültü duvarın büyüklüğü, küçüklüğü; her şey ilk başta kötü etkilermiş gibi gözükse de üstüne gittiğimde yaptığım işe ve bana hem biçimsel, hem içsel olarak büyük bir katkı sağladı.

16

4)Sence Street Art kapalı alanda da sergilenmeli midir?

Kapalı alanı bir sergileme gibi düşünmüyorum. Evet, sokaktan ve sokak sanatından edindiğim bilgileri kullanıyorum, fakat yaptığım işler ve alana yaptığım müdahalelerle yeni bir deneyimsel alan oluşturmaya çalışıyorum.

IMG_5135

5)Yaptığın işlerden para kazanıyor musun? Kazanmıyorsan, kazanmak istiyor musun?

Yaptığım işlerden para kazandığımı pek söyleyemem. Para kazanmak için saçma sapan işler yapıyorum. Bu da bölünmeye sebep oluyor, daha fazla kendi işlerime odaklanmak için isterim tabii ki.

6)Duvarları genelde insanların günlük hayatta rahatsız olabileceği imgelerle boyuyorsun. Bunların başında da böcekler geliyor. Peki, bu böceklerin Kafka ile bir alakası var mı?

Doğrudan Kafka’nın Samsa’sıyla bir bağlantısı yok, ama çok insana böyle hissettiriyor. Benim için özetle mücadeleyi temsil ediyor.

IMG_4346

7)İllegal graffiti/Street art senin için nedir?

İnsanları, kaçtıkları duygular, hisler, gerçekliklerle yüzleştirmektir. Gece çıkıp duvarları billboard gibi kendi reklamın için kullanmak bana göre illegal bir anlam taşımıyor.

8)Street Art ile Graffiti arasındaki fark nedir?

Graffiti temelini harflerin oluşturduğu son zamanlarda daha fazla estetik kaygıyla yapılan işlerdir. Sokak sanatı ise sokağa yapılan her şey olabilir.

a1 (2)

9)Bildiğin gibi Türkiye’de 70 ve 80’lerde duvara yazı yazan insanların birçoğu siyasiydi, bu konuda sorun yaşadığın oldu mu? İnsanların kısacası resim yaptığını anlamadığı oldu mu?

Gece sokak duvarına bir şey yapıyorsan siyasidir algısı vardı. Eskiden bunun etkisini daha belirgin yaşardık. Şimdi genel olarak insanlar Graffiti ve sokak sanatının ne olduğunu biliyor.

10)Graffiticiler bizim için geceleri dışarıya çıkan Picasso’lar gibi aslında, senin için görsel sanat ne ifade ediyor?

Kendi var oluşumu ve bu varoluş sürecinde nefes almamı sağlıyor. Biraz fazla oldu galiba ama şu an böyle.

a1

11)Sevdiğin, dinlemekten keyif aldığın ya da “Aaa bunlar olmazsa olmazım” dediğin dört müzisyen/grup?

Autechre, Burial, Dälek, Muslimgauze.

Şimdi bize göre en sevdiğimiz bölüme geçiyoruz. Çoktan seçmeli sorular!

1989 öncesi The Cure mü, Sleaford Mods mu? Sleafor Mods

Berlin mi, Tokyo mu? Berlin

Dr. Strangelove mı, Eyes Wide Shut mı? Dr. Strangelove

Kaset mi, CD mi? CD

Küresel ısınma mı, buzul çağı mı? Buzul çağı

Canavar’ın işlerini merak edenleri şöyle alalım.