Groundhog Day filminde, beş yıl içinde davar karakter Phil bile müthiş bir insana dönüşebiliyorsa bizler nasıl bir değişim yaşadık? Açıkçası pek dramatik bir değişim yaşamadık, müthiş insanlar da kesinlikle olmadık. Belki popüler kültür ve etrafında gelişen medyada üç satır yazı okurken uykumuzu getiren sıkıcı metinlerin biraz değişmesine vesile olduk, arada güzel konserler organize ettik, ajans tarafında aklımızı alan markalarla çalışma şansını yakaladık derken bir de baktık beş sene geçmiş.
Etkinlik sayfası işte BURADA.
Play Tuşu’nun kurumsal kimliğinden web sitesine, ajansından genel işlevine kadar her yapısını dramatik bir şekilde değiştireceğimiz Mayıs ayında, en değerli iş ortaklarımızdan Salon İKSV’de bir nevi doğum günü partisi, bir nevi yeni siteyi tanıtma, görücüye çıkarma, test etme gecesi düzenleyelim ve sizlerle güzel, tatlı, nezih bir “blackout” yaşayalım istedik.
Bundan sonra playtuşu olarak yayın hayatına devam edecek mecramızın beşinci yıl partisinde, müzik dünyasından bayıldığımız dostlarımıza “Bize hayrına beş şarkı çalar mısınız?” diye bir soru yönelttik ve bir kamyon insan toplamış olduk.
12 Mayıs Cumartesi gecesinin alfabetik akışı:
Berke Güvençoğlu: Çok genç kızların sevgilisi? Bir stil ikonu? Enteresan müziklerin adamı? Belki hepsi belki hiçbiri. Funk, disco ve house beklentimiz var.
Buğra Orcan: Bazen doktor, bazen playtuşu’nun CFO’su, bazen de dünyanın en abidik gubidik müziklerinin efendisi. Italian library music de gelebilir 50 Cent de, arası yok.
Deniz Kuzuoğlu: Salon İKSV’nin yönetimindeki ikili sürücü koltuğunda, özellikle bu sene Kiasmos, King Gizzard & the Lizard Wizard, King Krule ve Cigarettes After Sex booking’leriyle bizi çıldırtan başkanımız ortaya karışık çalar.
Güneş Alpman: “Funk ve soul kardeştir, kendinize gelin, herkes keyfine baksın” diyerek enfes şarkılar üreten Alpman’ın plak seçkisini merakla bekliyoruz.
Hakan Odabaşı: Bu memlekete yüzyılda bir gelecek bir kulağa ve espri yeteneğine sahip playtuşu’nun eş-kurucusundan bol iyi müzik ve şaka bekliyoruz. Nasıl yapar bilemiyoruz, onu da o bilsin.
Harun İzer: İstanbul Caz Festivali’nin yetkili abilerinden Harunizer’a 2000’lerin ortalarında electro, indie-disco çaldığı dönemden sevdalıyız. Aşk tazeleyeceğiz.
Hemi: Her devrin adamı, her müzik türünün insanı, istediğinde şahane çalan Hemi’den tek dileğimiz var; iyi çalması.
Kaan Düzarat: 3 yıl önce beraber düzenlediğimiz DARKSIDE konserinde Nicolas Jaar’a Rhodes taşıyıp tavuk döner ısmarlayarak dostluğumuzun pekiştiği Düzo’dan tek dileğimiz; bu geceyi unutmayıp Salon’a gelmesi.
Kaan Sezyum: Üç tane Kaan koymazsak işler yolunda gitmez diye hissettik ve tanıdığımız en ünlü kel ve eş-kurucularımızdan Sezyum’un kapısını çaldık. Bu gecede bizleri kırmayıp yine Slayer üstü Barış Manço çalacağı için teşekkür ediyoruz.
Kutsal Kaan Bilgin: Paşalar gibi üç ismiyle felaket ünlü bir insan adına sahip Kutsal Kaan Bilgin aslında felaket yetenekli bir müzik insanı. Son albümü kelimenin tek anlamıyla harika! Albümü etkileyen isimlerden beş şarkı dinleyeceksek ne mutlu bize.
Mind Shifter: Ragga Oktay’dan sonra en yaratıcı nickname’lerden birine sahip Mind Shifter Orhan’dan o güzel gruplarının müzikal atmosferini ortaya çıkaran ilham kaynaklarını duysak ne güzel olur.
Orkun Bozdemir: Her çaldığında 1 dolar alsaydı şu anda milyoner olacak ülkemizin en popüler ve yoğun DJ’lerinden Orkun Bey bakalım bizlere neler hazırladı? Bu arada belki milyonerdir onu da bilmiyoruz, çok çalıyor gerçekten.
Club Bangkok: Bütün playtuşu serüvenini başlatan ve rakı-üstüne-cin-tonik-arada-tekila-shot hissiyatıyla David Byrne’ın ev partisi gibi bir eğlenceye evrilen, yarı hatırlanacak saatlerin soundtrack’i bizden… 02.00’den sonra dükkân kapanana kadar.
Kapı Açılışı: 21.00
Giriş: Ücretsiz. Belli bir saatten sonra doluluk oranına göre kapı kapanabilir, geç kalıp giremezseniz kızmaca darılmaca yok.