DEFTONES – WHITE PONY’NİN BİLİNMEYENLERİ

DEFTONES – WHITE PONY’NİN BİLİNMEYENLERİ


Yeni milenyumun depresif klasiği


Haziran 2019’da 19. yaşını kutlayacak Deftones albümü White Pony, bir jenerasyonun hayatını kaydıran kayıtlardan. Dönemin bir süre sonra Mamak çöplüğüne dönüşen nu-metal furyasına değer ve anlam katan albüm için 21. yüzyılın başyapıtlarından biri demek yanlış olmaz.

O dönemin ardından müzik zevkiniz ne kadar değişirse değişsin, kıymetinden zerre kaybetmeyen White Pony, dinlemeye başladığınız anda, çıktığı dönemde dinlerken hissettiklerinize hızlı trenle ulaştırıyor. Grubun ilham kaynaklarından -özellikle Chino Moreno’nun Team Sleep’le yoğunlaştığı- trip-hop’a yanaştığı, gerektiğinde jilet gibi keskin, gerektiğinde ise kafası bin dünya, serbest düşüş yaşatan şarkılar…

Verdikleri röportajlarda Sade, The Smiths, Duran Duran, Depeche Mode ve The Cure gibi isimleri ne kadar çok sevdiklerinden bahseden Deftones’un, her daim belli ettiği türdaş gruplardan farkının daha da belirgin hale geldiği White Pony’nin hayli karanlık bir dönemin -özellikle madde bağımlılığı problemi zirve yapan Chino Moreno adına- meyvesi olduğunu belirtmekte fayda var.

Haydi yıllardan 2000’mişçesine yeni milenyumun depresif klasiğine giriş yapalım.

Deftones_Yazısız

– Albümün ismi, daha şarkılar yazılmadan belirlenmişti. Grupların genellikle kayıt sürecinin son durağında belirlediği albüm ismi, esasında Deftones’un dönemin nu-metal grupları arasındaki farkını belli etmek için kullandığı bir sembol. İlk etapta sadece beyaz bir midilli görseli üzerine giden Deftones, “Diğer gruplar arasındaki beyaz midilliyiz.” mesajını vermek istedi. Bir diğer vurgu ise, White Pony’nin kokaine dair bir gönderme oluşu…

Deftones9999

– İlk albüm Adrenaline ve Deftones evriminin ilk halkası olan Around The Fur’de prodüktör Terry Date’le çalışan grup, White Pony’de bambaşka bir isimle çalışmak istiyordu. Hatta sert sound’larla işi olmamış isimler üstünde duruldu. Ellerineki şarkıların farklı bir prodüktörün elinde nerelere gideceğini merak ettiler. Sonunda ise “Aileden biri” olarak tanımladıkları Terry Date’i bir kez daha seçtiler ve White Pony’nin White Pony olmasındaki katkısını bol bol vurguladılar.

– Kayıt sürecinde Chino Moreno ve gitarist Stephen Carpenter arasında Knife Prty’ye varmaya aday tartışmalar yaşandı. Bir tarafta ilk iki albüm Deftones’undan çok daha farklı yerlere gitmek isteyen Chino Moreno, diğer tarafta ise en sert albümlerini kaydetmek isteyen Stephen Carpenter…

“Meshuggah dinlemek istiyorsan dinle, ama biz öyle bir grup değiliz.” Chino Moreno’dan Stephen Carpenter’a

Yaşanan tartışmaların sonucunda Stephen Carpenter, Chino Moreno’nun şarkılarını benimser ve büyük bir keyifle gitarını çalar…

– Chino ve Stephen başlar, ardından Frank ve diğerleri katılır. Böylelikle “gruptaki herkesin katkısı olan şarkılar” klasmanından, albümün tonunu belirleyecek Change (In the House of Flies) yazılır. White Pony’nin çıkış noktası da işte bu şarkıdır.

– Change (In the House of Flies), Digital Bath ve Knife Prty… Kesinlikle White Pony’nin temel taşları, kesinlikle Deftones’un evrimini ve diğer gruplardan farkını keskinleştiren şarkılar. Bunun için, Pink Floyd – The Dark Side of the Moon’a teşekkür etmek gerekiyor. Çünkü bu albümden alınan ilham, grubun 70’lerin kayıt süreçleri ve albüm yaratım stilini benimsemesi, White Pony’yi White Pony yapan etkenlerden.

“Bir arkadaşım, gelecekte White Pony’nin bir nevi 2000’lerin The Dark Side of the Moon’u olarak anılacağını söyledi.” Abe Cunningham

Bir de not: Grup, White Pony’nin gerçek anlamda içine girebilmeniz, detaylarının farkına varmanız için albümü iyi bir kulaklıkla dinlemenizi öneriyor.

– Knife Prty’de Rodleen Getsic’in -ki buradaki vokaller The Dark Side of The Moon’un The Great Gig in the Sky’ından ilham almıştır- ve Rx Queen’de Scott Weiland’ın konuk olduğu albümün, en can alıcı konuğu, hiç şüphesiz ki Maynard James Keenan. Passenger’ı bambaşka bir boyuta çıkaran Maynard’ın varlığı, planlanmış bir durum değil. Hatta grup, White Pony’de konuk sanatçı falan da istemiyor. Chino ve Maynard’ın tanışıklığı, bir ara takıldıklarında Maynard’ın eline mikrofonu alıp coşması ve coşturması Deftones’u çok etkiliyor. Passenger’ın kaydı esnasında Chino farklı bir şeyler denemek istiyor, sonunda Maynard’la geçirdikleri süreç akıllarına geliyor ve onu çağırıyorlar.

– Kayıt aşamasını uzatan, zorlaştıkça zorlaştıran şeylerden biri ise bir oyun ve Deftones’un bu oyuna bağımlı hale gelmesi… Stüdyoda sabah erkenden başına oturup ertesi güne kadar başından kalkmadıkları Tony Hawk’s Pro Skater.

– Albüm, Kaliforniya ve San Francisco’da kaydedildi. Kaliforniya’daki kayıtlar sırasında Deftones, daha önceden perili olduğu rivayet edilen bir ev kiraladı. Chino ve Abe, gerçekten de bu evde kaldıkları sürede hayalet gördüklerini söylüyorlar. Hatta Chino, o kadar korkuyor ki, sonrasında hemen bir otelde alıyor.

– Plak şirketi, White Pony’de dönemin nu-metal gruplarının yaptığı türden bir kaşar hit şarkı olmasını istiyor. Chino bu duruma sinirleniyor ve “Fuck it!” diyerek Pink Maggit’ı 10 dakikada Back to School’a çeviriyor.