Geçtiğimiz hafta ilk kez göze gelmiş ve hayata Hoyte van Hoytema’nın objektifinden bakmıştık. Bu hafta ise bir diğer değerli görüntü yönetmeni Lance Acord’la içli dışlı olacağız.
Dünyaya 1964 yılında Kaliforniya’da gözlerini açan Acord, bizim gözümüz ve gönlümüzü açma yolunda ilk adımını San Francisco Art Institute’ta sinema bölümüne girerek attı.
Vizyonunu şekillendirmesini sağlayan şey ise, Calvin Klein, Ralph Lauren, Pirelli, Abercrombie & Fitch, Revlon ve Versace gibi dev markalarla çalışan ünlü moda fotoğrafçısı ve film yapımcısı Bruce Weber’ın asistanlığını yapmak için New York’a taşınmasıydı.
Bu asistanlık döneminin ardından, günümüzün önemli görüntü yönetmenlerinin birçoğunun çıkış yolu olan müzik videolarına adım attı. Neneh Cherry, Björk ve The Notorious B.I.G gibi isimlerin Michel Gondry, Mark Romanek, Spike Jonze, Stéphane Sednaoui ve Dayton Faris imzalı müzik videolarında görüntü yönetmeni olarak çalıştı.
Müzik videosu kısmına tekrar döneceğiz.
Sıra Lance Acord’un ilk uzun metraj sinema filminde. Hollwyood’un tescilli rahatsızlarından Vincent Gallo’nun kült mertebesine ulaşan, değeri kısmen daha sonra anlaşılan 1998 tarihli filmi Buffalo ’66’nın soluk ve donuk bir şiir gibi akan görüntülerinin altında Acord’un imzası vardı.
Müzik videosu kısmına geri döndük.
Björk’ün Chris Cunningham, Michel Gondry, Spike Jonze ve Alexander McQueen gibi ikonik yönetmenlerle çalıştığı 14’lü video paketi Volumen’in It’s Oh So Quiet ayağında görüntü yönetmenliğini Lance Acord üstlendi.
Bir dönem, Türkiye’deki müzik televizyonlarından saatte üçer kez dönen Fatboy Slim videosu The Rockafeller Skank’te Spike Jonze’la çalıştı. Fatboy Slim ve Spike Jonze’la 2001 yılındaki bir sonraki buluşması olan Christopher Walken’lı Weapon of Choice ise kendisine MTV Müzik Ödülleri’nde En İyi Sinematografi ödülünü kazandırdı.
Dave Matthews Band – Everyday ve Tricky Feat. DJ Muggs & Grease – For Real’la müzik videolarındaki uzmanlığına uzmanlık katan Acord, The White Stripes’ın Kate Moss’lu videosu I Just Don’t Know What To Do With Myself’in de görüntü yönetmenliğini üstlendi.
I Just Don’t Know What To Do With Myself’in yönetmeni kimdi? I Just Don’t Know What To Do With Myself’in yönetmeni Sofia Coppola idi. Bu bağlantı bizi nereye götürür? Bu bağlantı, bizleri aynı yıl içerisinde beraber çalıştıkları bir diğer projeye, 2003 yapımı çoktan kült yapım Lost in Translation’a götürür. Acord, bu filmin başarısında büyük payı olan görüntü yönetmenliğindeki ince işciliğiyle, En İyi Sinematografi dalında BAFTA adayı oldu.
Lance Acord’un kariyerinde yolunun sürekli kesiştiği iki isim var, Spike Jonze ve Sofia Coppola. Jonze’la müzik videolarıyla başlayan uyum ve sıkı fıkılığı, Being John Malkovich, Adaptation ve Where the Wild Things Are filmlerine taşındı.
Sofia Coppola ile Lost on Translation’ın ardından, 2006 yapımı Marie Antoinette’te tekrar yolu kesişti.
Lance Acord’un bir diğer şov yaptığı alan ise reklam filmleri. Aralarında Nike, Apple, HP, P&G, Subaru ve Volkswagen’ın bulunduğu birçok dev markanın reklam filminde görüntü yönetmenliğini üstlendi ve sayısız ödül kazandı.
Bu reklam filmleri arasında açık ara farkla en önemlisi, 2011 yılında Volkswagen’la çalıştığı projeydi. Yönetmenlik koltuğunda oturduğu The Force başlıklı reklam filmi, o yılın Super Bowl’unun tartışmasız yıldızıydı. AdWeek, Creativity ve YouTube tarafından yılın reklam filmi seçilen The Force, Super Bowl tarihinin en iyi reklam filmleri listelerinde sık sık zirvede yer aldı, almaya da devam ediyor.
Nike’ın geçtiğimiz Eylül ayında ortalığı ayağa kaldıran Colin Kaepernick’li Dream Crazy kampanyasının yönetmenlerinden biri olması, CV’sinde şimdilik son büyük halkası.