ilk romanı üzerinde çalışan tarantino, kitabın hikayesini ilk defa paylaştı

ilk romanı üzerinde çalışan tarantino, kitabın hikayesini ilk defa paylaştı


yazıyor...yazıyor…


Quentin Tarantino, neredeyse her filminden sonra olduğu gibi yine uzun süredir gündemde olduğu bir yıl geçiriyor. Bütün bunlar yaşanırken bir yandan evlendi, bir çocuğu oldu ve en son filmi Once Upon A Time In Hollywood ile muhtemelen bol bol da Oscar adaylığı elde edecek.

Ünlü yönetmen, yıllar önce emeklilik hayali kurduğunu, bir çocuk sahibi olup, hayranlık beslediği kovboylar gibi gün batımına doğru yola çıkmak istediğini söylemişti. Şimdi bir çocuğu var, evli ve daha önce söylediği emeklilik planlarına epey yaklaşmış gözüküyor. 10. filminden sonra sinemayı bırakıp kitap yazmak istediğini yıllar önce açıklayan Tarantino, beyazperdede sık sık yaptığı gibi gerçek hayatta da sevenlerini şaşırtmaya devam ediyor.

Daha önce de çoğu film analizleri içeren kitaplar yazdığını söyleyen yönetmenin, en azından bir tane de roman yazdığı, Hateful Eight ve Once Upon A Time In Hollywood gibi filmlerin başlangıç ve bitişlerine bakarak tahmin ediliyordu. Martin Scorsese ile verdiği son röportajda ise ​​Tarantino, ağzındaki baklayı çıkardı ve bir roman üzerinde çalıştığını açıkladı. Kitaptan verdiği bazı detaylar bize tanıdık gelse de Tarantino, romanın hikayesini şöyle anlatıyor. “Şu anda bir kitap üzerinde çalışıyorum. II. Dünya Savaşı’na katılmış bir karaktere sahibim ve karakterim orada çok fazla şey görüp yaşayan biri. Eve döndüğünde ise artık Hollywood filmlerinin eskisi kadar ilgisini çekmediğini fark ediyor. Hatta Hollywood filmlerini yaşadığı onca şeyden sonra çocukça buluyor. Böylece yabancı filmleri, mesela Kurosawa ve Fellini’yi keşfediyor. O artık, ‘Belkide bu sahte Hollywood filmlerinden daha fazlası vardır’ diye düşünüyor ve anladığı, anlamadığı, beğendiği, beğenmediği bir çok yabancı film izlemeye başlıyor.”

Kitap hakkında bildiklerimiz şimdilik sadece bun kadar. Şu bir gerçek ki Tarantino’nun eninde sonunda filme dönüştürmekte zorlanacağı bir roman varsa o da budur. Yaşlı bir adamın oturup filmler izlemesini ve onlar hakkında düşünmesini beyaz perdede dramatize etmek çok kolay olmasa gerek. Belli mi olu, belki Tarantino sözünden cayar ve bu romanını da beyaz perdeye aktarır.