Uzun zamandır beklenen, aldığı olumlu yorumlarla ilk günden kariyerinin en iyi filmlerinden biri olduğu konuşulan ve daha sadece bugün Netflix’te yayınlanmaya başlayan The Irishman’in arkasındaki isim Martin Scorsese, yeni projesine başlamak için bir saniye bile kaybetmedi.

Daha önce yapımcılığını üstlendiği ve büyük masrafı yüzünden erken final yapmak zorunda kalan Vinyl ile bizi 70’lerin New York’unda maceranın tam ortasına atan Martin Scorsese, aynı döneme ve aynı şehre geri dönüyor. Scorsese’nin daha önce de birlikte çalıştığı Imagine Entertainment’ın web sitesinden paylaşılan habere göre veteran yönetmen, 70’li yılların cafcaflı müzik dünyasını anlatmak için en doğru yerlerden biri olan New York’un hikayesini yeni bir belgesel ile anlatacak.

Belgesel dünyasına hiç de yabancı olmayan Scorsese, en iyi konser belgeselleri arasında gösterilen The Last Waltz, Grammy ödülü kazanmış No Direction Home: Bob Dylan ve Shine a Light, George Harrison: Living in the Material World, Rolling Thunder Revue: A Bob Dylan Story by Martin Scorsese gibi bayıla bayıla izlediğimiz işlere imza atmıştı.

Şimdilik sadece konusunu ve genel hatlarını bildiğimiz belgesel özellikle hangi konulara değinecek şimdilik belirsiz. Disco’nun yükselişi ve bitirilişi, punk müziğin ortamlara giriş yapması, 80’lerin ayak izlerinin duyulması ve baby boomer’ların acid’le olan imtihanı gibi başlıklar ilk akla gelenler. Scorsese gibi bir yönetmenin daha hali hazırda daha önce de üstünde çalıştığı bu kadar zengin bir konuyu nasıl anlatacağını görmeyi merakla bekliyoruz.