cuma bereketi: courtney barnett, harry styles, burial, the who, la roux

cuma bereketi: courtney barnett, harry styles, burial, the who, la roux


dinleyenler dinlemeyenlere anlatsın


Son haftaların en eklektik Cuma Bereketi ile yeniden karşınızdayız. İçimizi ısıtmasa da ruhumuzu ısıtan yalancı güneşin etkisiyle bol bol endorfin salgıladığımız bir cuma gününden herkese merhaba. Bu hafta misafirlerimiz arasında Avusturalya’nın incisi, gönlümüzün birincisi Courtney Barnett, kızların duruşuna bizim de müziğine hasta olduğumuz Harry Styles, elektronik müzik dünyasının anonim prensi Burial, üretme tutkusunu doruklarda yaşayıp bu yaşta hala sahneden zabıta zoruyla indirilen The Who ve üstünde güneşin batmadığı iddia edilen İngiltere’nin pop müziğie armağan duo’su La Roux yer alıyor.

1 Kasım’da yeni albüm müjdesini vererek bizlere kaliteli synth-pop sözü veren La Roux, albümün duyurusu niteliğindeki International Woman of Leisure teklisinin ardından bu sefer Gullible Fool adını verdiği yeni şarkısıyla bizlerle. Ağır tempoda başlayıp Arap atı gibi 2. dakikadan sonra açılan 7 dakikalık şarkı, 6 yıl beklememize değecek bir albümün ayak seslerini uzun uzadıya veriyor. Yeni La Roux albümü Supervision 7 Şubat 2020’de tüm müzik marketlerde yerini almak için, biz de albümü dinlemek için gün sayıyoruz.

Timothée Chalamet ile 2018 ve 2019’un sosyal medyada en çok konuşulan isimlerinden biri olan Harry Styles, 13 Aralık’ta yayınlanacak ikinci solo albümü Fine Line için gün sayarken bir teklisini daha öncen gönderdi. Nakaratında “Just let me adore you” diyerek Morrissey’nin “Let me kiss you” şarkısına selam duran Styles, “Yüzde yüz pop, yüzde yüz güzel müzik” sloganıyla çıktığı yolda ve şu ana kadar dinlediğimiz yeni şarkılarıyla ilk albümünün de üstüne çıkacak gibi gözüküyor.

Bütün bunlar olurken popüler kültürün gözde isimlerinden biri olmaya kendisi için bir refleksmiş gibi devam eden Styles; SNL’i ele geçirmek, yeni beyaz perde projeleri peşinde koşmak ve moda dünyasıyla yakın temasta kalarak kendisini daha kolay kolay unutmayacağımızın garantisini veriyor.

13 yıllık aranın ardından Who ismini verdikleri yeni albümleriyle geri dönen İngiltere’nin kültür mirası statüsünde kabul edilebilecek gruplarından The Who, “Biz daha ölmedik” demeyi başka bir boyuta taşıyor. Grubun albümden önceki son teklisi All This Music Must Fade için “Bu şarkı, başkalarının şarkılarını çalmakla suçlanan bütün müzisyenlere adanmıştır. Müzikal paletimiz, 21. yüzyılda yeterince sınırlı. Sıkça kullanılan bazı akor şemalarını kendileri bulmuş gibi davranan bazı salaklar olsa da bu böyle.” diye çıkışarak epey tanıdık gelen bir isimden (Serdar Ortaç) alıntı yapan Pete Townsend ve arkadaşlarının belli ki bu albümde kimseye eyvallahı yok.

Dinleyelim görelim.

Gitar müziğinin günümüzdeki başarılı temsilcilerinden Courtney Barnett, MTV Australia Unplugged Live in Melbourne isimli albümüyle en sevilen şarkıları arsından özenle seçilmiş 8 parçayı bir de akustik olarak çaldı. Bu şarkıların içerisine Leonard Cohen, Seeker Lover Keeper ve Avustralyalı singer/songwriter Archie Roach’un birer şarkısını da cover’layan Barnett, bu özel albüm için “Şarkıları farklı bir bakış açısıyla görmek ilginçti, bu şarkıların melodisi ve sözlerinde daha önce görmediğimiz bir duygusal da önce çıkardı.” yorumunu yaptı.

Zaten normal hallerini de severek dinlediğimiz şarkıları bir de bu şekilde sevdik, siz de sevin istedik.

Müzik dünyasının anonim kahramanlarından William Emmanuel Bevan aka Burial, 2011 ve 20119 yıları arasında kaydedip bir kenara attığı şarkıları ismini çok da kasmadığı Tunes 2011-2019 isimli bi albümde topladı. Son yıllarda hiç görmediğimiz kadar aktif bir dönem geçiren Burial, ağırlıklı olarak ambient sularında yüzdüğü ve bir Nuri Bilge Ceylan filminden hallice gözüken iki buçuk saatlik süresiyle dolu dolu bir albümle karşımızda. Helal olsun sana anonim reyis, hep böyle devam et lütfen.