Karantina sonrası ikinci seyircili defile, İlkbahar/Yaz 2021 koleksiyonu ile Jacquemus’un.
Modaevinin Paris’te adresi gizli tutulan bir lokasyonda sınırlı sayıda misafir ile bir defile düzenleyeceği, dün geceye kadar tek bildiklerimizdi.
Tina Kunakey, Camille Charriere, Jorge Lopez gibi davetlilerin helikopterle alana ulaştırıldığı 100 kişilik defile, Paris’e 1 saat uzaklıktaki Vexin Ulusal Parkı’nın içinde, neredeyse boyları aşacak uzunluktaki filizlerin oluşturduğu uçsuz bucaksız bir buğday tarlasında gerçekleşti.
Derin virajlar çizen 600 metrelik ahşap podyum, sosyal mesafeli dizilmiş ve buğdayların içine yerleştirilmiş koltuklarda maskeyle oturan misafirlerin önünde boylu boyunca uzanıyordu. Misafirleri, sandalyelerdeki isim kartlarında Simon Porte Jacquemus’ten bir not bekliyordu:
“Buraya gelerek yalnızca defileyi izlemiş olmuyorsunuz, bizi destekliyorsunuz. Bu defile ekibime adanmıştır. Simon.”
Buraya kadar yeterince romantizm yokmuş gibi, koleksiyonun isminin L’amour olduğunu hatırlatarak devam edelim.
Defileden önce, sanki bir kır düğünü ya da hasat festivalindeymişçesine, sevgi ve kutlama temalarını öne çıkarmayı planladığını söylüyor Porte Jacquemus; şaşırmıyoruz.
Simon Porte Jacquemus’un doğup büyüdüğü ve tasarımlara ilham veren Güney Fransa, yine koleksiyondan dolup taşıyordu. Ters dikişler, bol ve kontrast dikişli elbiseler; belden bağlamalı uzun ipli bluzlar, erkek look’larında ise klasik Jacquemus persona’sı bol gömlek ve pantolon kombinleri, güneşte yıkanmış gibi bir renk paletiyle podyumda arz-ı endam etti.
Küçük referanslarla 3 aylık karantinayı açık havaya taşıyan koleksiyonda çantaların içindeki çilekler, kesik küpeler, Marsilya sabunlu kolye, gömleklerden sarkan seramik çatal bıçaklar ve Picasso motifleri, detaylarda kaybolmayı sevenlerin kalbini çaldı.
Mica Arganaraz’ın taşıdığı beyaz elbise – gelinlik – rüyalara girmeye şimdiden başladıysa, güzel bir haberimiz var: Online ön siparişler bu sabahtan itibaren açıldı.
Bir önceki sene lavanta tarlasının içindeki 500 metrelik pembe podyumlu defilesinin ardından, Jacquemus hem işçilik, hem de show açısından çıtayı arşa çıkarmış görünüyor.
