2020’nin Şubat ayındaki SS’20 sunumundan sonra sırra kadem basan Marc Jacobs, sessizliğini bozarak moda sahnesine Sonbahar 2021 koleksiyonuyla görkemli bir geri dönüş yaptı.

Pandeminin ilk dönemlerinde çoğu modaevi, koleksiyon hazırlamama kararı almıştı, fakat 16 aylık bir sessizlik sadece Marc Jacobs’a mahsus. Tabii bu sessizliği sırasında yeni ve daha ulaşılabilir hazır giyim markası Heaven’a da yoğunlaşmış, GenZ’ye bir adım daha yakınlaşmıştı. 

Bu dönem onun için meyvesini vermiş diyebiliriz; sci-fi bir dünyadan çıkıp gelen koleksiyon, vintage kılıklara saygı duruşunda bulunan ve oversize giymeyi seven Z kuşağına her fırsatta göz kırpan görünümlerle şimdiden herkesi heyecanlandırdı. 

Bu koleksiyon, içinde bulunduğumuz zamanları yansıtmaktan ziyade, Jacobs’ın dünyanın gideceğine emin olduğu yöne doğru vitesi artırışını gözler önüne serdi. Fitilli örgülerden, holografik elbiselere, kalın kazaklardan yanardöner kayak pantolonlarına; maceracı ve hatta abartılı siluetler, New York Halk Kütüphanesi’ne kurulan podyumda yürürken, izleyiciyi mutlu etmeyi başardı.

Misafirlerden, LCV verebilmek için aşı olunduğuna dair kanıt istenen defilenin şov notlarına Jacobs şöyle yazmıştı: “En sevdiğimiz şeyi yapmaya geri dönüş yolculuğunda, ölçülemez derecede kayıp, yalnızlık, korku, endişe ve belirsizliğin ardından, yaratıcılığın varlığımız için neden bu kadar hayati olduğunu hatırlatıyorum. Hayata!”