dünyada yetişmiş en orijinal uzaylı: perel

dünyada yetişmiş en orijinal uzaylı: perel


dfa'in genç yıldızı istanbul'da


Şehrimiz elektronik müzik hayatına yön veren gece kulübü Klein Phönix‘in bu Cuma günü çok özel bir konuğu var. Şahsına münhasır üretimleri, kısa sürede edindiği sofistike diskografisi ve dillere destan canlı performanslarıyla kalbimizi çalan Alman DJ ve prodüktör Perel ile buluşmak için sabırsızız. Klein Phönix performansı öncesi Perel’le yeni albümü “Jesus Was An Alien” ve çok daha fazlasını masaya yatırdık.

Perel kimliğinizi nasıl oluşturdunuz?

Bir avuç süper tatlı canavar bir gün dünyaya ayak basıp kulağıma “Bugünden itibaren artık dünyaya “Perel” olarak mutluluk getirme vaktin geldi!” diye fısıldadı galiba.

Ne kadar dinlerseniz dinleyin sıkılmadığınız, asla eskimeyen “o şarkı” sizin için hangisi?

Dürüst olmak gerekirse her şarkı çok dinlendiğinde eskiyor. Bu yüzden çok beğendiğim şarkıları bir süre dinlenmeye bırakırım ve her zaman asla dinlemem.

Perel’in canlı performansına tanık olmayı üç basit kelimeyle anlatmak istersek ne demeliyiz?

Hibrit, capcanlı ve şahsına münhasır.

Hem bir DJ hem de bir prodüktörsünüz, hangi tarafta kendinizi daha rahat hissediyorsunuz? Stüdyoda çalışmayı mı tercih edersiniz yoksa sahnede olmayı mı?

İkisini de çok seviyorum ve aralarından seçemem sanırım. Uzun bir turneden sonra tek yapmak istediğim stüdyomda çalışmak oluyor ama onu da yaşadıktan sonra tekrar sahnede olma hissine de bayılıyorum.

Müzik kariyerinizdeki ilk ilham perileriniz kimlerdi?

Bu soru bana çok soruluyor ve her seferinde doğruyu söylüyorum: Backstreet Boys, Spice Girls, Britney Spears, Destiny’s Child ve Alman hip-hop’u. Ama yine de bu isimlerin şu anda icra ettiğim müziğe direkt bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar bu soruyu sorarken daha cool isimleri saymamı bekliyor ama çocukluğumda beni etkileyen ilham perileri bunlardı.

Bir DJ olarak şu anda yaşadığınız temel zorluklar neler? Kendi müziğini yapmaktansa DJ’liği senin için ilginç kılan şey nedir?

Ben klasik bir DJ değilim. Pek çok performansımda kendi müziğimi de kullanıyorum hatta canlı performanslarımda vokal de yapıyorum. Bunlara da “hibrit setler” adını veriyorum. Yani aslında bu insanların alışkın olduğu “DJ” kalıbından çok farklı bir deneyim. Benim için zorluk olarak adlandırabileceğim şey bu canlı performans elementlerini setlerime ne zaman ekleyeceğime doğru karar verebilmek. Çünkü aynı zamanda izleyicimle bir DJ olarak da bağ kurmam gerektiğini düşünüyorum.

Bugün genç DJ’lerin yaptığı en büyük hatalardan biri nedir sizce? Ya da bir tavsiye verecek olsanız ne derdiniz?

Asla kendinizi kıyaslamayın!

Yeni albümünüz “Jesus Was An Alien”ın yaratıcı süreci nasıl geçti? İlk ilham nereden geldi ve diskografinizdeki diğer işlerden ana farkı ne oldu?

Albüm konseptinin arkasındaki yaratıcı düşüncem İsa’nın gerçekten bir yaratık olup olmadığı tartışmasından çıktı. Bugün hala din kavramı sosyal bir tartışma – gerçekten var mı yok mu belirsiz. Dünya halen aramızda dolaşan bir kurtarıcı beklemekte mi yoksa bizler çoktan kendi narsisizmimize dayanan yeni bir din oluşturduk mu? Bir Zoom görüşmesindeymişiz gibi mi davranıyoruz yoksa hala yüz hatlarımızı incelemek için kendimize zaman ayırıyor muyuz?

Perel’le buluşmak için biletler burada, Klein Phönix’te buluşuyoruz!